Alkolün bilimsel adı etanoldür ve kimyasal formülü C₂H₅OH şeklindedir. Yani karbon (C), hidrojen (H) ve oksijen (O) içerir. Alkol oksijen açısından fakir, karbon ve hidrojen açısından zengindir. İşte bu nedenle, karbonhidrat (4 kcal/g) ve proteinlerden (4 kcal/g) daha yüksek, yağlara (9 kcal/g) yakın bir enerji değerine sahiptir:
1 gram alkol = 7 kilokalori (kcal).
Bu 7 kalorinin kaynağı, alkolün parçalanması sırasında karbon ve hidrojen atomlarının oksijenle birleşerek karbondioksit (CO₂) ve su (H₂O) oluşturmasıdır. Açığa çıkan enerji ise vücudun harcayabileceği ‘fazladan’ kaloridir.
Protein, karbonhidrat ve yağ gerektiğinde depolanabilir:
Alkolün ise depolanma yolu yoktur. Vücut için toksik bir madde olduğundan, metabolizma alkolü öncelikli yakıt olarak görür. Bu da önemli bir dengeyi bozar:
Yani alkolün kendisi doğrudan yağ olarak depolanmaz; ama diğer besinlerden alınan enerjinin yağ olarak depolanmasını kolaylaştırır.
Teorik olarak alkol depolanmadığı için ‘kilo aldırmaması’ gerektiği düşünülebilir. Ancak gerçekte tablo farklıdır:
1. Alkolün sağladığı 7 kcal, vücudun enerji ihtiyacının üzerine çıkar.
2. Alkol öncelikli yakıt olarak yakılırken yağlar ve karbonhidratlar ‘bekletilir’ ve depolanır.
3. Alkol iştahı artırır; özellikle tuzlu, yağlı yiyeceklerin tüketimini tetikler.
4. Çoğu alkollü içeceğin kendisi de şeker içerir (bira, likör, kokteyl).
Düzenli ve yüksek miktarda alkol tüketimi sadece kilo aldırmakla kalmaz, aynı zamanda:
Ayrıca alkolün iştah kontrolü, uyku düzeni ve hormon dengesi üzerindeki olumsuz etkileri de kilo kontrolünü zorlaştırır.