YAŞAM - KEŞİF

Bırakın fincanlar size hikayesini anlatsın

“Fotoğraflar yitirilmiş anları belgeler. Yitirilmiş anlar, zaman ile ölüm arasında en kısa yoldur.” / Murathan Mungan- Paranın Cinleri.

Bırakın fincanlar size hikayesini anlatsın
Bazı mekanlarla özel bir bağ kurarsınız, tıpkı fotoğraflar gibi kalbinize ve duygularınıza dokunur. Velvet Kafe, içeri adım attığım ilk andan beri beni anıların büyüsüyle buluşturdu. Sahibi Yüksel Kukul’un hatıralarıyla dolu olan bu mekanın ismi, Yüksel Bey’in anneannesinin parlak ve pürüzsüz teninden ve “Kadife Anne” lakabından geliyor.

Anneannesi ile çok özel bir bağı olan Yüksel Bey, burayı o anneanne duygusunu insanlara geçirerek, hatıralara, duygulara ve samimiyete tutunarak açmış. Dekorasyonunda da küçüklüğünde oturduğu koltuğu, anneannesinin ipek ve el işlemesi gelinliğini ve çeyiz sandığındaki fincanları kullanmış.

Burada Türk kahvesinin ayrı bir yeri var. Her ne kadar tüm detaylarını bilemesek de Yüksel Bey’in büyük dedesi sarayda kahveci başıymış. Bundan etkilenen Yüksel Bey, burada fincanlara ve kahve sunumunu ön planda tutarak size birbirinden değerli ve her biri farklı bir hikayeye sahip kahve fincanlarında servis yapıyor.

Kahvenizi içmeden önce, bir tepside size sunulan fincanların hikayesini dinleyip sonra istediğinizi seçebiliyorsunuz. Her fincanın ayrı bir hikayesi, ayrı bir anısı var, elinizde tutarken başkalarının hayatlarına bir yolculuk yapıyor hissi uyandırıyor.

Benim seçimim; 80’li yaşlardaki bir bayanın (anneannesinin ilkokul arkadaşı) çeyizinden olan incecik, altın varaklı porselen bir kahve fincanı oldu.

Bir de buraya gelip yemeden dönmemeniz gereken bir tatlı var, Yüksel Bey’in annesinin özel tarifi olan kaymaklı un helvası. Hem lezzetiyle hem de nostaljik sunumuyla hem damağınızda hem de aklınızda çok farklı bir yer edineceğine eminim.

Türk kahvesini kültürünü yaşarak ve kendinizi özel hissederek içmek isterseniz en doğru adres, hatıralarla dolu bu samimi mekan olacaktır.Anneannesi ile çok özel bir bağı olan Yüksel Bey, burayı o anneanne duygusunu insanlara geçirerek, hatıralara, duygulara ve samimiyete tutunarak açmış. Dekorasyonunda da küçüklüğünde oturduğu koltuğu, anneannesinin ipek ve el işlemesi gelinliğini ve çeyiz sandığındaki fincanları kullanmış.

Burada Türk kahvesinin ayrı bir yeri var. Her ne kadar tüm detaylarını bilemesek de Yüksel Bey’in büyük dedesi sarayda kahveci başıymış. Bundan etkilenen Yüksel Bey, burada fincanlara ve kahve sunumunu ön planda tutarak size birbirinden değerli ve her biri farklı bir hikayeye sahip kahve fincanlarında servis yapıyor.

Kahvenizi içmeden önce, bir tepside size sunulan fincanların hikayesini dinleyip sonra istediğinizi seçebiliyorsunuz. Her fincanın ayrı bir hikayesi, ayrı bir anısı var, elinizde tutarken başkalarının hayatlarına bir yolculuk yapıyor hissi uyandırıyor.

Benim seçimim; 80’li yaşlardaki bir bayanın (anneannesinin ilkokul arkadaşı) çeyizinden olan incecik, altın varaklı porselen bir kahve fincanı oldu.

Bir de buraya gelip yemeden dönmemeniz gereken bir tatlı var, Yüksel Bey’in annesinin özel tarifi olan kaymaklı un helvası. Hem lezzetiyle hem de nostaljik sunumuyla hem damağınızda hem de aklınızda çok farklı bir yer edineceğine eminim.

Türk kahvesini kültürünü yaşarak ve kendinizi özel hissederek içmek isterseniz en doğru adres, hatıralarla dolu bu samimi mekan olacaktır.

Önceki ve Sonraki
Haberler