İYİ HİSSET - SAĞLIK

 Çocuklarda görülebilen zararlı ağız alışkanlıkları ve tedavi yöntemleri

Çocuklarda görülebilen zararlı ağız alışkanlıkları ileride çeşitli sorunlara yol açabiliyor. Çocuk Diş Hekimi İrem Gümüşkaya Kılıç, çocuklarda zararlı ağız alışkanlıkları ve tedavi yöntemleri ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı

profil
BT Ekip
12.10.2025
 Çocuklarda görülebilen zararlı ağız alışkanlıkları ve tedavi yöntemleri

Çocukluk dönemi, bireyin hem genel gelişimi hem de ağız-diş sağlığı açısından kritik bir evredir. Bu dönemde gelişen bazı ağız alışkanlıkları fizyolojik kabul edilse de, uzun süre devam etmeleri durumunda hem diş diziliminde hem de çene-yüz gelişiminde kalıcı yapısal bozukluklara neden olabilir. Bu tür alışkanlıklar, ‘zararlı ağız alışkanlıkları’ başlığı altında değerlendirilmekte ve erken müdahale ile önlenebilir nitelik taşımaktadır.

Çocuklarda en sık rastlanan zararlı ağız alışkanlıkları şunlardır:

  • Parmak emme: Genellikle bebeklik döneminde başlayan ve çoğu çocukta 2-4 yaş aralığında kendiliğinden sonlanan bu alışkanlık, devam ettiği takdirde üst çenenin öne doğru büyümesine ve ön dişlerin ileri fırlamasına neden olabilir. Aynı zamanda ön açık kapanış (anterior açık kapanış) oluşmasına zemin hazırlar.
  • Emzik emme: Uzun süreli ve kontrolsüz emzik kullanımı, parmak emme ile benzer etkiler yaratabilir. Sert uçlu, geniş tabanlı veya sürekli ağızda tutulan emzikler çene yapısını olumsuz etkileyebilir.
  • Tırnak yeme: Dişlere dikey yönde uygulanan kuvvet nedeniyle ön dişlerde aşınmalar, şekil bozuklukları ve hatta çene ekleminde rahatsızlıklar gelişebilir.
  • Dudak ısırma veya dil itimi: Bu alışkanlıklar, alt ve üst dişlerin birbirine göre konumlanmasını bozar. Sürekli alt dudağın üst dişlerle ısırılması, üst ön dişlerin öne doğru itilmesine ve alt çenenin geride kalmasına neden olabilir.
  • Yanak veya dil emme: Özellikle süt dişlerinin düşmeye başladığı dönemde gelişebilen bu alışkanlıklar, çiğneme kaslarının dengesiz çalışmasına ve konuşma bozukluklarına yol açabilir.

Zararlı ağız alışkanlıklarının 4 yaş öncesi dönemde bırakılması halinde genellikle kalıcı bir deformasyon oluşmaz. Bu yaşa kadar alışkanlıkların fark edilmesi ve uygun yöntemlerle azaltılması, ileride ortaya çıkabilecek ortodontik sorunların önüne geçilmesi açısından büyük önem taşır. Çünkü bu alışkanlıklar yalnızca estetik değil, çiğneme fonksiyonu, konuşma gelişimi ve solunum düzeni üzerinde de belirleyici olabilir.

Ailelerin rehberliğinde uygulanabilecek çeşitli davranış değişikliği yöntemleri şunlardır:

  • Sözlü farkındalık yaratma: Çocuğa bu alışkanlığın neden zararlı olduğu açıklanmalı; ancak bu süreçte utandırıcı, suçlayıcı ya da cezalandırıcı bir dil kullanılmamalıdır.
  • Fiziksel hatırlatıcılar: Parmak emen çocuklarda, parmağa bant sarılması veya hafif rahatsızlık veren özel eldivenler kullanılması hatırlatıcı etki sağlayabilir.
  • Acı ojeler veya kokusuz engelleyiciler: Tırnak yeme alışkanlığında kullanılan bu tür ürünler, çocuğun alışkanlığı refleksif olarak tekrarlamasını zorlaştırabilir.
  • Ödül sistemleri: Çocuğun alışkanlığı bırakmaya yönelik çabaları takdir edilmeli, çizelgelerle ilerleme izlenip çeşitli küçük ödüllerle motivasyon artırılmalıdır.

Eğer alışkanlık 5 yaş sonrasında da devam ediyorsa ve ağız içerisindeki diş diziliminde bozulmalara neden oluyorsa, ortodontik değerlendirme gereklidir. Bu durumda hekimin yönlendirmesiyle kullanılabilecek alışkanlık kırıcı apareyler, çocuğun ağız içerisine fiziksel bir engel yerleştirerek davranışın gerçekleştirilmesini önler.

Apareyler sabit veya takılıp çıkarılabilen şekilde üretilebilir. Uygulama öncesi, çocuğun alışkanlık düzeyi, çene gelişimi, diş dizilimi ve genel motivasyon durumu değerlendirilmelidir. Aparey tedavisi genellikle ortalama 6 ay kadar sürer, ancak alışkanlığın şiddetine ve çocuğun yanıtına göre bu süre uzayabilir.

Kullanımın ilk günlerinde hafif konuşma bozuklukları, tükürük artışı veya ağızda yabancı cisim hissi oluşabilir. Ancak bu etkiler genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden azalır. Bu dönemde ailenin ve hekimin iş birliği içinde çocuğun motivasyonunu sürdürmesi büyük önem taşır.


Tedavi edilmeyen zararlı ağız alışkanlıkları zamanla şu sorunlara yol açabilir:

  • Ön açık kapanış (Anterior open bite): Alt ve üst ön dişlerin arasında açıklık kalması.
  • Diş çapraşıklıkları ve aralanmalar: Dişlerin düzgün dizilememesi veya aralarında boşlukların oluşması.
  • Maksiller protrüzyon: Üst ön dişlerin ileri çıkması, ‘fırlak diş’ görünümü.
  • Yetersiz alt çene gelişimi: Alt çenenin geride kalması ve yüz oranlarının bozulması.
  • Yüz yüksekliğinde artış: Alışkanlığın çene gelişimini olumsuz etkilemesi nedeniyle yüz uzunluğunun artması.

Bu etkiler yalnızca estetik değil, fonksiyonel ve psikolojik sonuçlar da doğurabilir. Özellikle okul çağına gelen çocuklarda bu bozukluklar arkadaş ilişkilerinde özgüven sorunlarına neden olabilir.

Zararlı alışkanlıkların bırakılmasında ailenin tutumu son derece belirleyicidir. Sabırla, yargılamadan ve çocuğun sürece aktif olarak dahil edilmesiyle başarılı sonuçlar elde edilebilir. Hekim ise doğru bilgilendirme, düzenli takip ve uygun tedavi planlaması ile süreci yönlendirmelidir.

Zararlı ağız alışkanlıkları, erken fark edildiğinde önlenebilir ve tedavi edilebilir sorunlardır. Bu alışkanlıkların göz ardı edilmesi ise çocuğun hem ağız-diş sağlığını hem de genel yüz gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle ebeveynlerin bilinçli ve dikkatli olması, çocuklarını düzenli diş hekimi kontrollerine götürmesi büyük önem taşır. Doğru zamanda başlatılan basit davranışsal yaklaşımlar ya da gerektiğinde uzman desteğiyle uygulanan ortodontik tedaviler sayesinde çocuklar sağlıklı, dengeli bir ağız yapısına ve fonksiyonel bir çene gelişimine sahip olabilirler.

Önceki ve Sonraki
Haberler