YAŞAM - SEYAHAT

New York’tan Tokyo’ya moda dünyasının zirvesindeki şehirler

Dünya üzerinde bazı şehirler var ki, moda söz konusu olduğunda akla ilk gelen yerler oluyor. Her biri kendi tarzını yaratmış, kendine özgü bir moda kimliği oluşturmuş. Hadi gelin birlikte, o ikonik şehirlerin stil dolu sokaklarında bir tura çıkalım

profil
BT Ekip
30.07.2025
New York’tan Tokyo’ya moda dünyasının zirvesindeki şehirler

Modayı sadece podyumlarla sınırlı bir kavram olarak düşünüyorsanız, sizi dünyanın dört bir yanına, birbirinden renkli şehirlere götürelim. Çünkü moda dediğimiz şey, aslında bir şehrin ruhuna sinmiş bir yaşam tarzıdır. Kaldırımlarında yürürken ilham alırsınız, vitrinlerine bakarken kendinizi bir filmde gibi hissedersiniz. Üstelik son yıllarda uçak bileti fiyatları da çok daha ulaşılabilir hale gelince, dünya modasının kalbinin attığı şehirleri gezip yerinde görmek artık hayal olmaktan çıktı. Hadi gelin dünya modasını etkisi altına alan şehirlere hep birlikte bakalım…

New York, kelimenin tam anlamıyla modanın kalbinin attığı yer. Hem sokak stilinin cesur örneklerini hem de dünya devlerinin defilelerini bir arada bulabileceğiniz bu şehir, özellikle New York Fashion Week ile moda severlerin takviminde özel bir yer tutuyor. SoHo’dan Fifth Avenue’ya kadar alışverişin nabzı her köşe başında atıyor. Burada moda, kıyafet olmanın çok ötesinde; bir ifade biçimi, bir yaşam felsefesi. Üstelik vintage mağazalardan, bağımsız tasarımcı butiklerinden tutun da dünya markalarının dev mağazalarına kadar her şey elinizin altında. Siz de sokakta yürürken ‘Şimdi biri çekim mi yapıyor acaba?’ diye düşünebilirsiniz; çünkü herkes stil sahibi!


Londra, belki de dünya üzerindeki en çeşitli moda tarzlarına sahip şehirlerinden biri. Burada hem aristokrat bir duruş hem de punk ruhunu aynı anda görebilirsiniz. British stilinin o klasik çizgileriyle sokak modasının asi enerjisi birbirine öyle güzel karışıyor ki, ortaya hem zamansız hem de yenilikçi bir tarz çıkıyor. Oxford Street, Bond Street, Carnaby Street gibi bölgelerde alışveriş keyfi bir başka oluyor. Dünyanın en yaratıcı moda okullarına da ev sahipliği yapan Londra, her dönem yeni bir stil ikonunu ortaya çıkarıyor. Burada moda, bir hikaye anlatımıdır diyebiliriz.


İtalya'nın moda konusundaki maharetini anlatmaya kelimeler yetmez ama biz yine de deneyeceğiz. Milano, tam anlamıyla zarafetin ve kusursuzluğun şehri. Armani, Prada, Versace gibi devlerin doğduğu bu şehirde modaya duyulan saygıyı her detayda hissediyorsunuz. Şehirde gezerken sanki her an biri sizi bir stil dergisine kapak yapacakmış gibi hissedebilirsiniz. Galleria Vittorio, Emanuele II gibi mimarisiyle bile büyüleyen alışveriş merkezleri de cabası… Milano’da alışveriş bir ihtiyaç değil, adeta bir seremoni.


Paris’ten bahsetmeden moda konuşmak mümkün mü? Şehir başlı başına bir marka zaten. ‘Parisian Chic’ denilen o zamansız ve doğal stil, tüm dünyanın hayran olduğu bir ikon haline gelmiş durumda. Chanel, Louis Vuitton, Dior… Hepsi burada doğdu, burada büyüdü. Paris Moda Haftası ise dünya çapında stilin geleceğini belirleyen defilelere sahne oluyor. Marais bölgesi, Champs-Elysees ve Saint-Germain gibi semtlerde yürürken, vitrinlere bakarken kendinizi bir Fransız filmi setindeymiş gibi hissedebilirsiniz. Zarafet burada sokakta yürüyen yaşlı bir amcanın fötr şapkasında ya da bir kruvasancının vitrininde bile gizli olabilir.


Tokyo’nun modaya bakışı biraz çılgın, biraz sıra dışı ama kesinlikle özgün. Harajuku bölgesinde yürürken göreceğiniz sokak stilleri sizi şaşırtabilir; ama bu şehrin farkı da zaten burada. Tokyo, modayı basitçe giyinmek değil, bir kimlik yaratmak olarak görüyor. Geleneksel Japon estetiği ile fütüristik tasarımları birleştiren şehir, modanın sınırlarını zorluyor. Burada kendi stilini yaratmak isteyen herkes için bir alan var. Shibuya’daki dev mağazalar, tasarımcı butiklerinden oluşan gizli pasajlar ve yenilikçi konsept mağazalar sayesinde alışveriş bir keşif deneyimine dönüşüyor.


Barselona belki ilk bakışta klasik bir moda başkenti gibi görünmeyebilir ama şehre adım attığınız anda bu fikriniz değişiyor. Renkli sokakları, enerjik insanları ve bohem havasıyla Barselona, özellikle genç tasarımcıların gözdesi. Gotik mahallelerdeki butik mağazalar ve El Born’daki konsept dükkanlar sizi içine çekebilir. Şehir, rahat ama stil sahibi bir görünümün temsilcisi. Ayrıca Zara, Mango gibi dünyaca ünlü markaların doğduğu yer olması da Barselona’yı alışveriş tutkunları için oldukça cazip kılıyor. Moda burada kendinizi iyi hissetmekle ilgili.


Moda şehirleri dışında, alışveriş deyince akla gelen başka destinasyonlar da var. Mesela Dubai… Bu şehir tam anlamıyla lüksün ve gösterişin merkezi. Dev alışveriş merkezleri, sonsuz marka seçenekleri ve vergi avantajlarıyla her yıl milyonlarca turist sadece alışveriş için buraya akın ediyor. Dubai Mall ve Mall of the Emirates gibi yerler bir yaşam alanı gibi. Alışveriş yaparken akvaryum gezebilir, kayak bile yapabilirsiniz. Bu şehirde alışveriş, sınırları zorlayan bir deneyim sunuyor.

Bir diğer popüler durak ise Hong Kong. Doğu ile Batı’nın buluştuğu bu şehirde alışveriş hem geleneksel hem modern yönüyle öne çıkıyor. Elektronik ürünlerden lüks moda markalarına kadar aradığınız her şeyi burada bulabilirsiniz. Aynı zamanda outlet alışverişi için de çok tercih edilen bir yer. 

Bangkok, Singapur, Los Angeles ve Seul gibi şehirler de alışveriş tutkunlarının favorileri arasında yer alıyor. Yani valizinizi büyük alın, dünyanın alışveriş merkezleri sizi bekliyor!


Önceki ve Sonraki
Haberler