YAŞAM - ANNE - ÇOCUK

Çocuğunuzun ayrılık kaygısıyla nasıl başa çıkabilirsiniz?

Gözyaşları, ağlamalar, öfke nöbetleri… Bebeklerde ve küçük çocuklarda ayrılık kaygısı sıkça görülür, ancak vedalaşmayı hem siz, hem de küçük çocuğunuz için kolaylaştırmanın yolları vardır. Tetikleyici ne olursa olsun, yokluğunuz çocuğunuzun histeriye kapılmasına neden oluyorsa, ayrılık kaygısıyla karşı karşıya olabilirsiniz. İşte çocuğunuzun gözyaşlarını hafifletebilmeniz için ipuçları...

profil
Günseli Erşengün
14.09.2023
Çocuğunuzun ayrılık kaygısıyla nasıl başa çıkabilirsiniz?

Çocuklarda ayrılık kaygısı; ebeveynlerinden birinin veya bakıcının yokluğundan dolayı huzursuzluk hissettiğinde ortaya çıkar. Bu durum siz ebeveynler için oldukça üzücü olabilir, özellikle de çocuğunuz hâlâ bebekse. Ancak bu endişelenecek bir durum değildir. Bebeklerin bakıcılarından ayrıldıklarında sıkıntı yaşamaları son derece doğaldır. Aslında bebeklerin bakıcılarına tutunma ve onlardan ayrılmaya direnme içgüdüsü, hayatta kalmaları ve sağlıklı gelişmeleri için önemlidir.

Bunun nedeni, bebeğin güvende kalmak için bakıcılara bağlı olduğunu doğuştan anlaması ve yüksek sesle ağlamanın anne veya babayı kendisine yakın tutmanın bir yolu olduğunu anlamasıdır. Küçük çocuğunuzu asla tehlikeli bir durumda bırakmazsınız ama onlar bunu bilmiyorlar ve sizi tekrar yanlarında istiyorlar. Bazı çocuklar; belki de genetik, mizaç ve çevresel faktörlerin birleşimi nedeniyle, doğal olarak ayrılık kaygısına daha yatkındır. Örneğin, çocuğunuzun yanından ayrılmama eğilimindeyseniz; o zaman küçük çocuğunuz, ilk kez sizsiz evde kalmakta daha çok zorlanacaktır.


Ayrılık kaygısının en büyük ağlamaktır. Çocuğunuz siz uzaklaşır uzaklaşmaz ağlamaya başlayabilir ve siz geri dönene kadar durmayabilir. Ayrılık kaygısının diğer belirtileri (özellikle bebeklerde) size yapışmayı veya diğer insanların ilgisini hoş karşılamamayı içerir.

Çocuğunuz büyüdükçe ayrılık kaygısının farklı belirtilerini fark edebilirsiniz:

  • Okula yalnız gitmeyi reddetmek
  • Yalnız uyumayı reddetmek
  • Anne ve/veya babadan çok fazla ilgi beklemek
  • Yalnız kalmaktan aşırı derecede korkmak
  • Başka bir bakıcıyla bırakıldığında ağlamak ve öfke nöbetleri geçirmek
  • Ebeveynlerden ayrıldığında baş ağrısı veya karın ağrısı gibi fiziksel semptomlardan şikayet etmek

Bebeklerde ayrılık kaygısı genellikle bebek yaklaşık 9 aylıkken başlar. O zamana kadar bebekler nesne kalıcılığı kavramını, yani insanların ve nesnelerin görüş alanı dışında olsalar bile var oldukları gerçeğini anlarlar. Siz gözden kaybolduğunuzda, ayrılık kaygısı yaşayan bir bebek, sizin ne zaman geri döneceğinizi bilemediği için sıkıntılı hale gelebilir.

Normal ayrılık sıkıntısı, genellikle 2 yaş civarında, çocukların ebeveynlerinin genellikle gözden kaybolduktan sonra geri döndüğünü öğrendiğinde sakinleşir. Ancak bu durum tüm çocuklar için geçerli değildir ve ayrılık kaygısının yaşamın ilerleyen dönemlerinde gelişmesi de mümkündür. Bebekken ebeveynlerinden uzak kalma konusunda sorun yaşamayan küçük çocuklar, örneğin 15 veya 18 aylıkken ayrılık kaygısı belirtileri göstermeye başlayabilir. Çocuğunuzun ayrılık kaygısı 2’nci yaş gününden sonra da devam ediyorsa, anaokulundan mezun olduğunda bu kaygı tamamen ortadan kalkacaktır. Ancak nadir durumlarda bu kaygı çocukluğun ilerleyen dönemlerinde de devam edebilir.


Öncelikle kendinizi suçlamayın. Ayrılık kaygısının nedeni ebeveynler değildir. Ancak bunun iyileşmesine yardımcı olmak veya hafif ayrılık kaygısının daha şiddetli hale gelmesini önlemek için yapabileceğiniz çok şey var. Çocuğun hastalanması, taşınma veya diğer travmatik olmayan olayların ardından okulun ilk gününde normal bir bağlılık beklenmelidir. Ancak bu, sizin veya çocuğunuzun günlük yaşamını etkilemeye başlarsa bir şeyler yapmanın zamanı gelmiş demektir. Her yaştan çocuklarda ayrılık kaygısını hafifletmenin bazı yolları vardır:

  • Vedalarınızı doğru zamanlayın: Yorgun ve aç olan bebekler ve küçük çocuklar için ayrılıklar daha da zor olabilir. Dışarı çıkıyorsanız, bebeğiniz yemek yiyene veya kestirene kadar beklemeyi hedefleyin.
  • Çabuk olun: Vedalaşmanız ne kadar uzun sürerse, çocuğunuzun endişelenmesi de o kadar fazla zaman alır. Ayrılmalarınızı kısa ve tatlı tutun; kocaman bir kucaklaşın ve bir öpücük verin, belki çocuğunuza en sevdiği battaniyeyi verin ve yolunuza devam edin.
  • Olumlu kalın: Vedalarınızı sakin ve neşeli tutun. Çocuğunuz ayrıldığınız için üzgün olduğunuzu görürse, bu durum işleri daha da kötüleştirir.
  • Dönüşünüz hakkında konuşun: Ne zaman geri döneceğinizi onlara bildirerek okul öncesi dönemdeki çocukların ayrılık kaygısını hafifletmeye yardımcı olabilirsiniz; sadece onların anlayacağı bir dil kullandığınızdan emin olun. (‘Akşam yemeği saatinden önce döneceğim’ veya ‘Büyükannen seni yatağına yatırdıktan sonra evde olacağım’ gibi)
  • Pratik yapın, pratik yapın, pratik yapın: Çocuğunuzda ayrılık kaygısı varsa, onu bırakmayı planladığınız kişilere (bir aile üyesi, yeni bebek bakıcısı ya da kreş) alıştırmak onu ısıtmaya yardımcı olabilir. Ve ilk ayrılığınızı daha kısa tutabilirsiniz.
  • Onları neşelendirin: Eğer genellikle kaygılı olan okul öncesi çocuğunuz bakıcısıyla yalnız kaldığında ağlamıyorsa, ertesi sabah bu dönüm noktasından dolayı onu tebrik etmeyi unutmayın. Kaygılı bir çocuğun amacı, onun kaygılı hissetmesini önlemek değil, onlara bazen kaygılı olmanın normal olduğunu ve bu duygunun geçeceğini öğretmektir. Çocukları cesur olmaya ve başa çıkmaya teşvik etmek, daha iyi başa çıktıklarında onları güçlendirmek ve övmek, kaygılı oldukları zamanlarda empatik kalabilmek çok önemli.

 

Küçük çocuğunuzun ayrılık kaygısını atlatamadığı konusunda herhangi bir endişeniz varsa veya sıkıntı onun yanından asla ayrılamayacak duruma geliyorsa; bunu bir uzmanla görüşmelisiniz. Özellikle daha büyük çocuklarda, sorunu çözmek için bilişsel davranışçı terapi önerebilirler. Zamanla çocuğunuz, gittiğinizde her zaman geri döneceğinizi öğrenecektir.


Önceki ve Sonraki
Haberler