İnflamasyon, yani iltihaplanma, vücudun bağışıklık sisteminin verdiği doğal bir yanıttır. Hasta olduğumuzda ya da bir doku hasar gördüğünde bu sistem devreye girer. Ancak sorun, bu iltihaplanmanın fark etmeden kronikleşmesidir. Yani ortada görünür bir tehdit olmadan bağışıklık sisteminin sürekli alarm halinde kalması.
Kronik inflamasyon bazen yıllarca sessiz kalabilir. Bir ‘yangın’ gibi, içeride düşük düzeyde ama sürekli yanar. Bu durum, sadece halsizlik ve şişkinlikle kalmaz; uzun vadede diyabet, kalp hastalıkları, obezite, hatta bazı kanser türleriyle bile ilişkilendirilebilir.
Kronik inflamasyonun vücutta en sık görülen belirtileri şunlardır:
Hücre içi mitokondri baskılanması: Kronik inflamasyon, hücrelerin enerji santrali olan mitokondrilerin işlevini bozar. Sonuç? Vücudunuz enerji üretemez hale gelir. Yani yediğiniz sağlıklı besinler bile işe yaramaz çünkü hücreler onları kullanamaz.
İnflamatuar bağırsak mikrobiyotası: Bağırsak florasının bozulması inflamasyonun ana kaynağıdır. Bu da vücutta duygu durum değişiminden yağlanmaya kadar birçok faktöre direkt olarak etki eder.
Bazı besinler kronik inflamasyonu tetikler:
Ve evet, bazı ‘sağlıklı’ gıdalar bile bazı bireylerde bağışıklık sistemini gereksiz yere aktive edebilir. Örneğin; glutenin, hassasiyeti olmayan bireylerde bile bağırsağın geçirgenliğini etkileyebileceğine dair çalışmalar bulunmaktadır.