İYİ HİSSET - BESLENME

Hastayken ne yenir, ne yenmez?

Grip olduğumuzda, gücümüzün azaldığını hissettiğimizde bol bol vitamin alırsak, çok yemek yersek bize iyi geleceğini düşünürüz. Aslında hiç de öyle değil… Diyetisyen Esra Akar; hastayken, bir yerimiz ağrıyorken hangi besinlerin bize iyi geleceğini, hangi besinlerden uzak durmamız gerektiğini yazdı

Hastayken ne yenir, ne yenmez?

Kırmızı biber: Kırmızı biberin içinde bulunan kersetin; hem enfeksiyon, hem virüslerle savaşan en güçlü antioksidanlardan biridir. Aynı zamanda da doku hasarını tedavi eder. C vitamini açısından da zengin olan kırmızı biber, kısa sürede grip semptomlarını ortadan kaldırmaya yardımcı olur.

Et suyu ya da tavuk suyuna çorba: Grip olduğumuzda ilk yapılan tavuk ya da et suyuna çorbadır... Araştırmalara göre her ikisi de, enfeksiyon giderme özelliği sayesinde soğuk algınlığı ve gribe karşı en etkili yiyeceklerden biri olabiliyor.

Kabuklu yemişler: Özellikle fındık başta olmak üzere kuruyemişler bol miktarda E vitamini ve çinko içerirler ve bu sayede vücut enfeksiyonlara karşı savaşabilir. Ama bir yandan da mide; kuruyemişlerin içindeki sağlıklı yağları parçalarken oldukça zorlanır ve hastalıkla mücadele edecekken tüm enerjisini sindirime harcamak zorunda kalır.

Ispanak, çilek, domates: Pek çok yiyecekte histamin bulunur. Histamin ise vücuttaki alerjik olayları tetikler. Bazı gıdalar da vücuttaki histamini açığa çıkarır ve vücuttaki savunma mekanizmalarını hareketlendirir ve sonuç olarak özellikle grip ve soğuk algınlığı gibi ateşli hastalıkların etkileri artar. O nedenle ıspanak, çilek ve domatesten uzak durmakta fayda var.

Brokoli: Oldukça lifli bir besin olan brokoli aynı zamanda A ve C vitamininden de oldukça zengindir. Ama bu iyi özelliklerin yanında bağırsaklar, brokoliyi sindirirken içerdiği lifler nedeniyle güçlük çeker ve vücudun kendisini iyileştirmek için enerji harcamaya gücü kalmaz.

Et: Kırmızı et, tavuk gibi etten gelen proteinler riboflavin ve koenzim Q10 içerir. Vücudun enerji akışını sağlayan bu çok önemli iki öge, beyindeki enerji metabolizmasını harekete geçirerek migren ağrılarında bile olumlu etkiye sahiptir.

Salatalık: Vücutta su azaldığında, yetersizlik oluştuğunda beyin de dahil olmak üzere tüm sıvı akışı durur, sonuç da baş ağrısı olur. Su açısından zengin, salatalık, karpuz gibi besinler vücudun su dengesini kurar ve baş ağrısının geçmesini sağlar.

Beklemiş peynir: Eski kaşar, parmesan gibi üretimden sonra bekleyen peynirler; vücutta histamin seviyesini yükseltir, kan damarlarının genişlemesine neden olarak baş ağrısını artırır. 

Fermente ürünler: Tiramin adı verilen amino asitler, fermente ürünlerin içinde bulunur ve kan damarlarını genişleterek baş ağrısını tetikleyebilir. Fermente edilmiş süt ürünleri (yoğurt, kefir vs), turşular, sucuk ve benzeri et ürünleri, tarhana gibi fermente tahıllar baş ağrısına iyi gelmeyecektir.

Yumurta: Yutulması son derece rahat olan yumurta, aynı zamanda D vitamini ve çinko içeriği sayesinde bağışıklık sisteminin virüs ve bakterilerle savaşmasında yardımcı olur. Yumurtanın içindeki proteinler de hastalıkla savaşta yardım sağlayan antikorlara dönüştürülebilir.

Bal: Boğazdaki tahrişi rahatlatan bal, doğal öksürük şurubudur. Ayrıca antibakteriyel özelliği bulunan balın mikroplara karşı çok etkili olduğu da kanıtlarla sunulmuştur.

Turunçgiller: Boğaz ağrısı hissettiğimizde ilk yaptığımız; portakal, mandalina gibi turunçgilleri tüketmektir. C vitamini ve potasyum gibi besin ögelerini almak harika bir fikirdir ama öte yandan portakal ve greyfurt asidiktir ve boğaz ağrısını artırabilirler. 

Yulaf: Son derece yumuşak olan yulaf, sindirim sisteminin bağırsaklara geçişini kolaylaştıracak lifi içerir. Ayrıca enfeksiyona karşı koruyucu selenyum ve bakterilerle virüslere karşı etkili çinko içerir.

Beyaz pirinç: Sindirim sistemini rahatlatan, yumuşak ve kolay sindirilebilen pirinçte nişasta ve lif içeriği azdır. İshale karşı son derece etkilidir.

Muz: İshal ve kusma sırasında vücudun tüm potasyum depoları boşalır. Bedenimizin su dengeleyicisi olan potasyum hücre yapısını da koruyan bir mineraldir. Sarıdan çok yeşile yakın, az olgunlaşmış muz tüketmek, dirençli nişasta içeriğiyle bağırsaklardaki iyi bakterileri çoğaltmaya da yardımcı olur.

Önceki ve Sonraki
Haberler