Parfümü bileklerinizi sıkıp ardından birbirine ovuşturmak gibi bir alışkanlığınız varsa vazgeçmeye başlayın! Bileklerinizi ovuştururken oluşan sürtünmeyle teniniz ısınır. Bunun sonucunda ortaya çıkan doğal enzimler parfümün kokusunu değiştirir. Parfümün en doğal haliyle kokması için bir kere sıkın ve teninize kendiliğinden işlemesini bekleyin.
Parfümler çevresel etkenlere karşı aşırı hassastır. Örneğin fazla soğuk ya da fazla sıcak bir ortamda bulunarak etkisini yitirebilir. Parfümünüzün daha uzun süre dayanmasını istiyor ve kokusunun uzun ömürlü olmasını istiyorsanız banyonuzda değil, orijinal kutusunda sabit oda sıcaklığında muhafaza edin.
Daha uygun fiyatlı olabileceği için büyük boy parfüm kullanmak aslında düşündüğünüz kadar avantajlı değil. Parfüm uzun süre bekledikçe oksijen kokunun içindeki molekülleri parçalamaya başlar. Parfümün kokusu ve dayanıklılık süresi azalır. Standart bir parfümün raf ömrünün 3 ay olduğunu belirtiyor Kurkdjian, eğer her gün parfüm sıkmıyorsanız küçük şişe almanızı tavsiye ediyor.
Bütün içeriği doğal bir parfüm cezbedici gelebilir. Ancak Kurkdjian böyle bir parfümün yapılmasının neredeyse imkansız olduğunu bu nedenle sentetik içeriklerle barışık olunması gerektiğini savunuyor. Örneğin parfümlerde en çok kullanılan misk sentetik olarak, laboratuvarda üretiliyor. Şakayık, frezya ve zambak kokuları da doğal olarak aroması yeterli olmayacağı için kimyasal işlemden geçiyor.
Parfümünüzün kuru cildinizin üzerinde uzun süre boyunca dayanmasını beklemeyin. Bunun önüne geçmek için parfümünüzün kendi nemlendiricisini ya da kokusuz bir nemlendirici tercih edebilirsiniz. Eğer kokunun uzun süre dayanmasını istiyorsanız saçınıza ve fular veya atkınıza da parfüm sıkın. Havayla temas eden koku etrafa daha çok yayılır. Örneğin teninize sıkıyorsanız havayla temas eden noktalar olmasına dikkat edin. Nabız bölgeleri dediğimiz bilek ya da boynunuza sıkarak kalıcı olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bu noktalar giysilerinizle kapanıyorsa kalıcı olması ve etrafa dağılmasının imkanı yoktur.