ARA
1. Sivilceler genetik olabilir
Özellikle ergenlik döneminde başlayan, ancak şiddetli seyreden ve uzun süre devam eden akne probleminde genetik yatkınlık söz konusu olabilir. Bu nedenle mutlaka anne veya babada şiddetli akne öyküsünün varlığı sorgulanmalıdır.
2. Sivilce bulaşıcı bir hastalık değildir
Sivilce oluşumunun temelinde hormonal değişikliklere bağlı olarak cildin aşırı yağlanması, gözeneklerin ölü hücrelerle tıkanması ve bu tıkaçlarda bakterilerin çoğalması yatar. Akneye neden olan bu bakteriler aslında her insanın cildinde zaten bir miktar vardır, ancak uygun ortam olmadığı sürece herhangi bir hastalığa neden olmazlar. Dolayısıyla bu bakterilerin ve sivilcelerin bir kişiden başka bir kişiye bulaşması söz konusu değildir.
3. Sivilceler 40 yaşına kadar sürebilir
Akneler sıklıkla ergenlik dönemi adı verilen 12-24 yaşları arasında görülür, ancak bazı hormonal düzensizliklerin, psikolojik ve fizyolojik etkilerin varlığında daha erken yaşlarda başlayıp 40 yaşına devam edebilir.
4. Üzüntü ve stres sivilce yapabilir
Birçok dermatolojik hastalık gibi akne de stres ve sıkıntıdan etkilenir. Özellikle ergenlik döneminde yaşanan değişken duygular, sınav stresi ve gelecek kaygıları sivilceleri oldukça artırmaktadır. Bu nedenle akneye sebep olan psikolojik bir durum varlığında mutlaka sivilce tedavisiyle birlikte profesyonel destek de alınmalıdır.
5. Sivilceli kişiler de makyaj yapabilir
Sıklıkla akne problemi yaşayan kişiler, sivilcelerden ciddi kozmetik rahatsızlık duydukları için yüzlerini yoğun miktarda makyaj malzemeleri ile kapatmak isterler.Bu alışkanlık da doğru ürünler kullanılmadığında sivilceleri daha da artırarak, akne sürecinde bir kısır döngü yaratabilir. Özellikle sivilceleri kapatmak amacıyla kullanılan fondöten ve pudraların içinde bulunan sentetik yağlar ve boyar maddeler risk oluşturmaktadır.Sivilce sorunu olan kişiler makyaj malzemesi seçerken akneli ciltler için özel üretilmiş yağsız ve ince dokulu ürünler tercih etmelidir. Sivilceleri gizlemek için en iyi ürün de kullanılsa dikkat edilmesi gereken en önemli nokta kapatıcılar ciltten doğru bir temizleyici ile iyice arındırılmasıdır.
6. Çekirdek sivilce yapmaz
Yapılan klinik çalışmalar gıdalar ile akne arasında direkt bir ilişki olmadığını göstermektedir. Yani bir gece önce çekirdek veya çikolata yedik diye ertesi gün sivilcemiz çıkmaz. Ancak genel olarak sağlığa zararlı aşırı şeker ve trans yağ içeren, fastfood olarak tanımlanan gıdalarla beslenme tarzı tüm bedensel yapıyı olumsuz etkilediğinden önerilmemektedir.
7. Sivilceler nedeni ne olursa olsun zamanında tedavi edilmelidir
‘Ergenliktendir, geçer’ akne hakkında söylenen en büyük yanlıştır. Çünkü akne sadece görüntü bozukluğuna neden olan bir cilt hastalığı değil, özellikle ergenlik döneminde ciddi kişisel ve sosyal sıkıntılara neden olan psikolojik bir rahatsızlıktır. Akne tedavisinde birincil amaç sivilcelerin iz bırakmadan geçmesini sağlamaktır. Geç kalınmış her tedavi cildinizde yıllarca taşıyacağınız bir kötü hatıra demek olabilir.
8. Cildi sabunla sık sık yıkamak sivilceleri geçirmez
Akne tedavisinde en önemli uygulama cildi temizlemektir. Ama temizleyici olarak neyin kullanıldığı çok önemlidir. Sabun veya cildi kurutan kozmetik ürünlerle cildi sık sık yıkamak cildin nem dengesini bozup cildi kurutarak, daha fazla yağ üretilmesine ve sivilcelerin artmasına neden olabilir. Oysa yağ dengeleyici cildi kurutmayan bir temizleyici kullanıldığında hem sivilceler daha kolay tedavi edilir, hem de yeni sivilcelerin oluşumu azaltılır.
9.Solaryum sivilceleri tedavi etmez
Toplumda solaryumun sivilceleri tedavi ettiğine dair yanlış bir inanış vardır. Bunun nedeni solaryumda kullanılan UV ışınlarının o anda ciltte mevcut olan sivilcelerde bir miktar azalmaya neden olmasıdır. Oysaki solaryumun akne üzerine gerçek etkisi önce geçici bir iyilik hali yaratıp, sonrasında ise sivilceleri artırarak iz bırakmasına sebep olması şeklindedir.
10. Sivilce izleri tedavi edilebilir
Sivilceler iyileşirken ciltte bir takım kötü izler bırakabilirler. Bunlar çoğu zaman kırmızı noktalar, kahverengi lekeler veya çukur şeklinde olabilmektedir. Bu izlerin yok denecek azaltılması veya tamamen geçirilmesi için peeling, mikroiğneleme ve lazer tedavisi gibi çok sayıda seçenek vardır. Bunlar arasında en başarılı olanı fraksiyonel lazer uygulamasıdır.
