EĞLENCE - ÜNLÜLER

Buse Terim - Nil Karaibrahimgil özel röportajı

Kelebeğin Hayat Sırları kitabıyla, deli dolu Özgür Kız’dan tavsiyeler alabileceğimiz bir yaşam gurusu haline dönüştüğüne tanık olduğumuz Nil Karaibrahimgil, Buse Terim’in konuğu oldu ve hamilelik sürecinden, alışkanlıklarına, yeni albüm hazırlığından projelerine kadar neler anlattı neler...

Buse Terim - Nil Karaibrahimgil özel röportajı

Biz seni Özgür Kız lakabıyla tanıdık, belki de bu sebeple sen bizim gözümüzde genç ve deli dolu kaldın. Şimdi “Kelebeğin Hayat Sırları”nı içimizi okurmuşçasına yazarak bize gösterdin ki o deli dolu kız gitmiş yerine tavsiyeler alabileceğimiz olgun bir kadın gelmiş. Meğer sen neler neler yazmışsın Kelebek’te de biz kaçırmışız…

İşte sebep tam da bu, senelerdir Kelebek’te pazartesileri yazıyorum ama ertesi gün yok o yazı. Bazen bir arkadaşıma “Aa, ben dün tam da bununla ilgili bir şey yazmıştım” diyorum, “Ay hay Allah ya dün gazete okumadım” diyor ve o yazı uçup gidiyor ve ben çok üzülüyorum. Çünkü bazen gerçekten insanlara faydalı olabilecek bir şeyler yazıyorum ama gazete bir kelebek gibi uçup gidiyor. O yüzden ben de oturdum, yazılarımın arasından herkesin okuyunca işine yarayabileceği yazıları seçtim ve topladım.

Var mı bu hikayeler arasında “Benim için bu çok özel” dediğin bir hikaye?

En özeli yok ama en özelleri var tabii ki. Hatta onları da kitabın en başına koydum ki okunsunlar diye. “Gençliğime Sevgilerimle” özel, çünkü onu oturup hiçbir şey düşünmeden yazdım. “Meğer ben Aziz Arif’mişim” var oğluma yazdığım, onu çok seviyorum.

"Aziz Arif ile birlikte güne erken başlamayı öğrendim"

“Neyi alışkanlık yaparsan hayatın ondan oluşacak unutma” demişsin kitabında. Peki Nil’i Nil yapan alışkanlıkları neler?

Sabah yürümek benim çok sevdiğim bir şey. Sabahları çok erken kalkıyorum daha doğrusu sabahları erken kalkmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu Aziz Arif’ten sonra öğrendim. Bebeğin olunca tembellik yapamıyorsun, kalkıyorsun.  O zaman da bir bakıyorsun saat dokuz olmuş, sen bir sürü şey yapmışsın ve insanların uyanmasını hayatın başlamasını bekliyorsun. Birçok şey düşünüyorsun, okuyorsun yani kimsenin uyanmadığı saatlerde sen kendine bir şeyler katıyorsun. Bir de şöyle bir konu var, insanlar zannediyorlar ki bu kitapta yazdığım her şeyi ben mükemmel uyguluyorum. Hayır, bunlar benim kendime de söylediğim şeyler. Ben burada şunu demek istiyorum; eğer bir şeyi iyi yapmak istiyorsan alışkanlık haline getirmek iyidir.

"Oğlumun ilerde beni telefonuma bakarken hatırlamasını istemiyorum"

Cep telefonlarından ve bilgisayarlardan uzak, kendimize vakit ayırmanın öneminden bahsetmişsin. Bunu ben de yapmaya çalışıyorum aslında fakat pek başarılı olduğum söylenemez. Sosyal medyadan ya da telefonlardan uzak kalıp kendine nasıl vakit ayırıyorsun?

Ben de çok uzak kalamıyorum aslında… En azından Aziz Arif bana bakarken, annesini telefona bakarken hatırlamasını istemiyorum, onun yanındayken de telefonu kullanmıyorum. Bir de Serdar’a şunu teklif ettim; bir sepet alalım, sepeti evin girişine koyalım, ikimizde eve girdiğimizde telefonlarımızı o sepetin içine koyalım. Geçen Pazar günü telefonumu ikiye kadar açmadım, dünya da devrilmedi, bir şey de kaçırmadım. Aslında bunu denemek için uzun süre bir diyet yapmak lazım.

“Her gün şükret, teşekkürü dualarından eksik etme” diyorsun. Peki Nil en çok neye şükreder?

Sağlık! Bütün sevdiklerimin, oğlumun, ailemin,kendimin sağlığı için her gece şükrediyorum. Bize verdiği nimetler için, enerji için Allah’a şükrediyorum ve kendi kendime bunların kıymetini bilmek için söz veriyorum. Bence sahip olduklarımızı her gün fark etmek için böyle küçük bir ritüel yapmak faydalı oluyor. 

"Hamileliğimi bir mucizeymiş gibi yaşadım"

Hep çevremden gördüğüm kadarıyla hamilelikte hormonlarda değişiklikler oluyor; cildi değişiyor insanın, yüzü değişiyor. Sende nasıl değişiklikler oldu? Belki de bu kitabın aynısından bir de hamileliğinde yaşadıklarını yazarsın…

Hamilelik hayatımda hatırladığım en güzel şeylerden biri. Belki de biraz geç hamile olduğum için hamilelik dönemimi çok büyük bir mucizeymiş gibi yaşadım. Vücudunun içinde minik bir hücre büyümeye başlıyor ve biz onu hafta hafta takip ediyorduk. Parmak izi ne zaman oluşuyor, gözleri, kulakları ne zaman oluşuyor…

"Hamileyim diye börekleri, kebapları yedim 17 kilo aldım..."

Hamilelikte hiç kilo derdin oldu mu peki?

Ben yine hamile kalırsam ilk dikkat edeceğim şey beslenme olur. Bir kere hamile oluyorum, getirin börekleri, getirin kebapları diye yaşadım ben hamileliğimi ve on yedi kilo aldım, verirken de canım çıktı tabii. Önemli olan şu tabii ki; çok yemenin, bebeğin büyümesiyle hiçbir alakası yok. Daha sağlıklı ama daha az kilo almaya çalışırdım. Ama onun dışında saçların çoğalıyor, cildin güzelleşiyor, inanılmaz enerji doluyorsun. İlk başlarda biraz yorgun hissedebiliyorsun ama sonra bir füze! 

Bana biri hamilelik hastalık değildir, tadını çıkarmalı demişti. Sen de böyle düşünüyorsun değil mi?

Tabii tabii. Ben normal doğum yapmaya çalıştım ama kısmet olmadı. Benim gittiğim kurslarda da bana hep bunu söylediler, hastaneye hastaymış gibi girmeyin, doğal bir şey yapıyorsunuz şurada ağacın altında da yapabileceğiniz bir şey. Kabul etmeyin; tekerlekli sandalyeye oturmayın, damar yolunu açtırmayın. Sağlıklı çok güzel bir an o an, keyfinin farkında olun.

"Şarkılarım tuhafsa kıyafetlerim de öyle olmalı"

Biraz da Nil’in modasından bahsedelim. Biz seni kimsenin üzerinde giymeye cesaret edemeyeceği kıyafetleri görüyoruz. İnsanlar baktığında ben bunu asla giyemem diyor ama senin üzerinde sakil durmuyor. Hatta biz seninle Burberry defilesine gitmiştik, herkes Burberry’den bir parça giydi ama sen kafana taktığın aksesuarla yine farklı oldun. Nedir Nil’in modası?

Ben ilk çıktığımdan beri annemle beraber seçiyorum kıyafetlerimi. Annem eskiden beri moda ile ilgilendiği için ve çok genç ruhlu biri olduğu için çok iyi anlaşıyoruz. Önceden dayım ve annemin Berkan Moda diye bir şirketleri vardı, yıllarca pullu kazaklar, elbiseler, ipek ceketler yaptılar. Senelerce bu işi yaptığı için annem raftaki bir kazağa bakıp kalıbı sende iyi durmayacak diyebiliyor. Ben de moda dergilerine senelerce baktım ama artık daha sakinleştim. Eskisi kadar çok takip etmiyorum. Sadece kendimi ifade etmeyi seviyorum. Kendimi ifade etmenin bir yolu giydiğim şeylerse, onlar da ilham vermenin görsel bir karşılığıysa onu kullanıyorum. Benim şarkı sözlerim tuhafsa, kek tarifi varsa mesela, o zaman kek tarifi olan kızın da üzerinde başka bir şey görelim istiyorum. Bir yerde bir şey okumuştum çok hoşuma gidiyor “Hep sevdiğin şeyleri toplarsan, onları karıştırdığında da güzel bir şey olur” o yüzden ben bunu seviyorsam, e bunu da seviyorsam bunu üzerine bunu giydiğimde güzel olur diye düşünüyorum. En azından bana ait bir şey ve bu da kişisellik getiriyor.

Sevdiğin tasarımcılar kimler?

Tanju Babacan ile inanılmaz güzel işler yaptık, beni kirpi haline bile getirdi. Türk tasarımcıları seviyorum ben daha çok. Hüseyin Çağlayan zaten çok sevdiğim bir isim. Belma Özdemir’i çok seviyorum, Bora Aksu’ya bayılıyorum. Aslı Filinta’yı da seviyorum. Ümit Ünal’ın da yeri bende ayrıdır, çok beğeniyorum. En çok sevdiklerim bunlar ama eminim senin bildiğin benim bilmediğim yeni çıkan bir sürü insan vardır.

"Sloganlı tişörtler ve telefon kapları üretmek istiyorum"

Bizi seninle ilgili neler bekliyor? Kitabın çıktı, Kelebek’te yazılarına devam ediyorsun, birçok reklam vs hepsinin arkasında sen varsın, YouTube kanalı açmışsın...

Evet YouTube kanalım açıldı, bir onu oturtup yeni içerikler neler girebilirim onunla ilgili uğraşıyoruz. Bir de kendime özel ürünler yapmak istiyorum. Tişörtler, iPhone kapları… Çünkü kitabımdaki ve şarkılarımdaki bazı sloganları yaymak istiyorum. Bakalım sevilir mi diye de çok merak ediyorum! Son olarak da çocuk masalı yazmak, okumak istiyorum. Çocuklar ile ilgili mutlaka bir şeyler yapmak istiyorum.

Mutlaka dilimize dolanacak bir iş yapmayı başarıyorsun, bunun ilhamını nereden alıyorsun?

Kendim de bir şeyler uyduruyorum, Serdar da bana slogan söylüyor. Bu çocukluktan beri gelen becerebildiğim bir şey aslında. İlkokuldayken de, orta okuldayken de arkadaşlarıma şarkı yapardım. Bu böyle bir tip, şu da şöyle bir öğretmen gibi… Bunları müzikli söylerdim, tabii ki ailemde de hep müzik var olduğu için benim için doğal bir şey haline geldi ve büyüdükçe markalar ile birleşti.

Yeni albüm ne zaman?

Yeni albüm ne zaman olur bilmiyorum çünkü şu an filmlere şarkılar ile gidiyoruz hep. Bir süre yeni  bir film için proje yapmazsam kendim bir şeyler yaparım. YouTube kanalını da bu yüzden açtım zaten. Kitabımda seslendirdiğim “Gençliğime Sevgilerimle” kısmını da ilk kendi YouTube kanalımda yayınladım. Başka yazılara da belki böyle bir klip çekebilirim. Artık bir plak şirketim yok, şarkıyı yapacağım, klibi çekip YouTube’dan paylaşacağım.

Bu kitabın ikincisini çıkarmayı düşünüyor musun?

Evet! Bunun bir ilki var zaten Nil’in Kelebekleri. Bu daha çok duyuldu, videonun da duyulmasında payı büyük tabii.

En çok hangi sosyal medya kanalında etkin olmayı seviyorsun?

Genellikle Instagram. Yani her gün düzenli olarak Instagram’ı kontrol ediyorum, bir şey paylaşacaksam oradan paylaşıyorum.

Takip etmeyi çok sevdiğin bir hesap var mı?

Mustafa Seven güzel, National Geographic, Vogue Japan, Bullet Magazine, İstabulFood seviyorum ama beni mahvediyorlar (Gülüyor), Dover Street Market, Brain Picking ve taze yiyecek içecek paylaşan sayfaları takip ediyorum. Bir de bebek kıyafetleri paylaşan sayfaları takip etmeye bayılıyorum.

Benim takipçilerime söylemek istediğin bir şeyler var mı?

Buse’yi takip etmeye devam edin. Çok güzel bir iş yapıyorsun ve çok başarılısın. Ben de çok mutluyum senin ile bunu konuştuğum için, çok teşekkür ederim.

Biz teşekkür ederiz!

Önceki ve Sonraki
Haberler
istanbul psikolog psikolog