Çocuklar, çevrelerinden duydukları sesler, ışıklar, dokunsal uyarılar ve kalabalıklar gibi pek çok uyarıcıya maruz kalırlar ve bu da onları kolayca yorabilir. Aşırı uyarılma, çoğu zaman bir sinir krizine dönüşmeden önce küçük belirtilerle ortaya çıkar. Peki, çocuğunuzun aşırı uyarıldığını nasıl anlayabilirsiniz? İşte aşırı uyarılmayı önlemenin, çocuklarınıza yardımcı olabilmenin ve gelecekte bu tür krizlerin yaşanmasını engellemenin yolları…
Aşırı uyarılma, vücudun aşırı aktiviteye veya uyaranlara verdiği tepkidir. Hepimiz çevresel uyaranlarla sürekli etkileşim halindeyiz, ancak herkesin bu uyaranlara karşı farklı kapasiteleri ve sınırlamaları vardır. Ne kadar çok uyarıcı olduğu ve bir çocuğun bu uyarıcılara nasıl tepki verdiği kişiden kişiye değişir. Küçük bebekler daha büyük çocuklara göre daha kolay aşırı uyarılabilirken, bazı çocuklar her yaşta daha düşük eşiklere sahip olabilir. Ayrıca otizm, anksiyete veya diğer teşhisleri olan bazı çocuklar, aşırı uyarılmaya daha yatkın olabilirler.
Aşırı uyarılma genellikle birden fazla faktörün etkisiyle ortaya çıkar. Uzmanlar, "Bir çocuk kalabalık bir parkla başa çıkabilir, ancak stresliyse, yeterince uyumamışsa ya da kahvaltı yapmamışsa tüm çevresel uyaranlar tarafından aşırı uyarılabilir" diyor. Bu durum, bir çocuğun dış uyaranlara tahammül etme yeteneğini etkileyen pek çok değişkenin bir sonucu olarak ortaya çıkar.
Aşırı uyarılma, duyusal uyaranların seviyesinin, bir çocuğun mevcut kapasitesini aşması sonucu meydana gelir. Her çocuğun kendine özgü bir uyarılma sınırı vardır ve duyusal uyaranları alma yetenekleri zaman zaman değişebilir. Eğer çocuk iyi dinlenmişse ve dengeli bir öğün veya atıştırmalık yemişse bu eşik daha yüksek olabilirken, yetersiz uyku veya açlık gibi faktörler bu eşiği düşürebilir.
Görsel, işitsel, dokunsal ya da diğer duyusal uyaranlar, herhangi bir çocuk için aşırı yüklenme potansiyeline sahip olabilir. Bazen, çocuğun aldığı farklı duyusal bilgi türlerinin bir kombinasyonu aşırı uyarılmaya yol açabilir. Uzmanlar, "Aşırı uyarılma, evdeki yüksek sesli televizyon ve müzik gibi rutin durumlarda ya da partiler ve kalabalık açık hava etkinlikleri gibi özel durumlarda meydana gelebilir" diyor.
Bazı çocuklar; otizm spektrum bozukluğu (OSB), dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi nörodiverjans bireyler veya zihinsel ve gelişimsel engelli bireyler, daha düşük uyarılma eşiklerine sahip olabilir. Örneğin, bir tişört etiketi, floresan aydınlatma, elektronik cihazların uğultusu ya da yiyeceklerin dokusu, otistik bireylerde aşırı uyarılmaya yol açabilecek yaygın tetikleyicilerdir. Uzmanlar, "Bu çocuklar, uyaranları benzersiz şekillerde deneyimler ve nörotipik bireylere göre duyusal deneyimlere karşı daha hassas olabilirler" diyor.
Aşırı uyarılmanın belirtileri, çocuğun yaşına ve mizacına göre değişir. Bebekler aşırı uyarıldıklarında ağlama, uzuvlarını sarsma veya başlarını çevirme gibi tepkiler verebilirler. Yürümeye başlayan çocuklar ve okul öncesi yaşta olanlar, öfke nöbetlerinde benzer davranışlar sergileyebilir. Daha büyük çocuklar ise öfke nöbetleri geçirebilir, uyumsuz görünebilir ya da bunalmış hissettiklerini sözlü olarak ifade edebilirler.
Çevresel uyaranları işlemekte zorluk çeken çocuklar, bu uyaranlardan kaçınmak, kaçmak veya onları en aza indirmek amacıyla bazı davranışlar sergileyebilirler. Çocuğunuzun sinirli, huzursuz veya dalgın göründüğünü fark edebilirsiniz. Aşırı uyarıldıklarında sakinleşmelerine yardımcı olmak için ileri geri sallanma, volta atma veya mırıldanma gibi tekrarlayan davranışlarda bulunabilirler.
Bazı çocuklar, davranışlarını daha uç noktalara taşıyabilir; örneğin ağlama, bağırma, kendilerini yere atma veya kendilerine zarar verme gibi. Bu tür davranışlar aşırı uyarılmadan kaynaklanıyorsa, buna sinir krizi denir. Uzmanlar, "Sinir krizleri öfke nöbetlerine benzeyebilir, ancak bunlar 'bir şey elde etmek' veya 'hayır' dendiğinde verilen bir tepki değildir. Genellikle istemsiz bir tepkidir çünkü duyusal uyaranların doruk noktası başa çıkılamayacak kadar fazla olmuştur" diyor.
Bebekler:
Yürümeye başlayan çocuklar:
Okul çağındaki çocuklar:
• • Öfke nöbeti benzeri davranışlar yaşamak
Çocuğunuzun aşırı uyarıldığını fark ettiğinizde yapabileceğiniz en iyi şey, uyaranları ortadan kaldırmak ya da çocuğu ortamdan uzaklaştırmaktır. Eğer bunu yapamıyorsanız, uyarı seviyesini mümkün olduğunca azaltmaya çalışmalısınız. Çocuğunuzu sakinleştirici, düşük uyaranlı bir alana götürerek rahatlamasına yardımcı olabilirsiniz.
Bunu yapamıyorsanız, çocuğunuzu kendinize yakın tutabilir, kulaklarını kapatabilir veya ışıkları kısabilirsiniz. Küçük bebekler, kundaklanmaya veya bebek taşıyıcısına yerleştirilmeye iyi tepki verebilir. Küçük çocuklar ve okul öncesi yaş grubundaki çocuklar ise, kitap okumak ya da tanıdık bir şarkı söylemek gibi daha sakin bir aktiviteyle desteklenebilir.
Aşırı uyarılmış bir çocukla mantık yürütmeye çalışmamalı veya ondan ‘bununla başa çıkmasını’ beklememelisiniz. Çocuğunuzun yardımınıza ihtiyacı vardır. Çocuğunuzun rahatlaması ve sakinleşmesi için ona alan tanıyarak kendi kendini düzenlemesine yardımcı olabilirsiniz. Çocuğunuzu utandırmaktan kaçınmalı ve duyusal aşırı yüklenmenin kasıtlı ya da manipülatif bir davranış olmadığını unutmamalısınız.
Çocuğunuzun ihtiyaçlarını öğrenmek ve tahmin etmek, aşırı uyarılmayı önlemeye yardımcı olabilir. Çocuğunuz için hangi duyusal deneyimlerin uygun olmadığının farkında olun ve bunlara maruz kalmasını en aza indirmeye çalışın. Daha önceden planlama yapmak, olası duyusal aşırı yüklenmeyi hafifletmeye yardımcı olabilir.
Örneğin, bebekler ve yürümeye başlayan çocuklar genellikle kısa süreli aktiviteler ve işlerde daha iyi performans gösterirler. Oyun alanına veya partiye gitmek gibi gürültülü aktivitelerden sonra bir şekerleme veya sessiz zaman geçirmek onlara iyi gelebilir.
Çocuğunuzun benzersiz mizacını bilmek de yardımcı olabilir. Örneğin, bazı çocuklar daha fazla mola alma ihtiyacı duyar veya kalabalıklara karşı daha az toleranslıdır. Eğer çocuğunuz bu tür özelliklere sahipse, çevresel uyaranları kontrol etmeye özen gösterin ve gerektiğinde ona yardımcı olacak stratejiler geliştirin. Çocuğunuzun yüksek seslere karşı daha hassas olduğunu biliyorsanız, yüksek sesli yerlerde kulaklık takabilirsiniz.
Çocuğunuzun ihtiyaçlarını diğer aile üyeleri, bakıcılar veya öğretmenlerle paylaşmak da önemlidir. Bu sayede herkes en iyi stratejilere aşina olabilir.
Eğer çocuğunuzun düzenli olarak aşırı uyarıldığını ve bunun günlük yaşamınızı etkilediğini düşünüyorsanız, bir sağlık uzmanından tavsiye almak iyi bir fikir olabilir. Ayrıca çocuğunuzun tepkilerinin ne kadar aşırı olduğu konusunda endişeleriniz varsa, uzmanlardan yardım alabilirsiniz. Emin değilseniz, sormakta hiçbir sakınca yoktur.
Bir çocuk doktoru, çocuğunuzun davranışlarının yaşına uygun olup olmadığını ya da mizacının fazladan hassas olup olmadığını değerlendirebilir. Ayrıca bir sağlık uzmanı, çocuğunuzun aşırı uyarılmasını yönetmesine yardımcı olmak için size önerilerde bulunabilir. Çocuğunuza teşhis konulup konulmamasına bakılmaksızın, aşırı uyarılmayı yönetebilmeniz için tavsiye alabilirsiniz.