Çocuklar, özellikle de okul çağındakiler, gün içinde sayısız deneyim yaşar; arkadaşlık ilişkileri, öğretmenle diyaloglar, küçük başarılar ya da hayal kırıklıkları… Fakat soyut ve genel bir ‘Okul nasıldı?’ sorusu bu deneyimleri dile getirmeye yetmez. Oysa farklı sorular…
● Detaylı yanıtı teşvik eder: Açık uçlu sorular, çocuğu düşünmeye ve anlatmaya yönlendirir.
● Duygusal farkındalığı artırır: Çocuk, yaşadıklarını aktarırken aynı zamanda duygularını da tanımlar.
● Bağ kurmayı güçlendirir: Paylaşılan anılar, ebeveyn-çocuk ilişkisini derinleştirir.
● Özgüveni destekler: Çocuğun söylediklerinin değerli olduğunu hissetmesi, kendine güvenini artırır.
1. Günün ‘en’leri
Çocuğun gününü özetlerken yaşadığı duyguları da paylaşmasını sağlar.
● ‘Bugün seni en çok ne güldürdü?’
● ‘Günün en keyifli anı hangisiydi?’
● ‘En zorlandığın an hangisiydi, nasıl başa çıktın?”
2. Sosyal hayata dair sorular
Arkadaşlık ilişkilerini anlamak ve sosyal bağları konuşmak için birebirdir.
● ‘Bugün en çok kiminle vakit geçirdin?’
● ‘Birine yardım ettin mi, ya da biri sana yardım etti mi?’
● ‘Oyunlarda seni en mutlu eden şey ne oldu?’
3. Öğrenme ve merak odaklı sorular
Derslerdeki deneyimlerin çocuk gözünden anlatılmasını sağlar.
● ‘Bugün öğrendiğin en ilginç şey neydi?’
● ‘Öğretmeninin söylediği hangi cümle aklında kaldı?’
● ‘Yarın okulda hangi konuyu merak ediyorsun?’
4. Yaratıcılığı destekleyen sorular
Çocuğun hayal gücünü ortaya çıkarır, sohbeti eğlenceli hale getirir.
● ‘Bugün gününü bir resimle anlatsaydın, nasıl çizerdin?’
● ‘Okulda bir şeyi değiştirebilseydin, neyi değiştirirdin?’
● ‘Kendi oyununuzu kursaydınız, hangi kuralları koyardın?’
5. Duyguları keşfetmeye yönelik sorular
Çocuğun kendini ifade etmesini ve duygusal farkındalık geliştirmesini sağlar.
● ‘Bugün seni en çok gururlandıran şey neydi?’
● ‘Kendini en mutlu hissettiğin an hangisiydi?’
● ‘Keşke olmasaydı dediğin bir şey oldu mu?’
Soru sormak kadar, cevapları nasıl dinlediğiniz de önemlidir.
● Çocuğunuzla konuşurken telefon ya da televizyon gibi dikkat dağıtıcıları bir kenara bırakın.
● Kendi yorumlarınızı aceleyle eklemek yerine, onun bitirmesini bekleyin.
● Onun anlattıklarını küçümsemeyin; sizin için küçük görünen bir olayın çocuğunuz için duygusal etkisi büyük olabilir.
Unutmayın, amaç sorguya çekmek değil, sohbet etmektir. ‘Bugün okul nasıldı?’ sorusu, alışkanlıkla sorulan ama çoğu zaman yanıtı yüzeyde kalan bir sorudur. Bunun yerine daha yaratıcı, açık uçlu ve duygu odaklı sorularla çocuğunuzun dünyasına gerçekten dokunabilirsiniz. Böylece yalnızca gününü öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda onunla güçlü bir bağ kurar, duygusal gelişimine katkı sağlarsınız.
Çocuğunuza farklı sorular sorun, onun gözünden hayatı dinleyin. Çünkü çoğu zaman küçük bir sorunun açtığı kapıdan koca bir dünya görünür.
‘Bugün okul nasıldı?’ sorusu, iyi niyetli olsa da fazlasıyla genel bir ifadedir. Çocuk bu soruya cevap vermek için tüm günü tek bir kelimeyle özetlemek zorunda kalır. Çoğu zaman ‘İyiydi’ ya da ‘Normaldi’ gibi kısa yanıtlarla geçiştirilir. Çünkü soru, hem açık uçlu değildir hem de detaylı anlatımı teşvik etmez. Oysa çocukların günleri; küçük mutluluklarla, hayal kırıklıklarıyla, arkadaşlıklarla ve öğrenme anlarıyla doludur. Bu yüzden daha spesifik sorular, çocuğun yaşadıklarını hatırlamasına ve paylaşmasına olanak tanır.
Ebeveynler için ‘İyiydi’ ya da ‘Fena değildi’ gibi kısa cevaplar genellikle hayal kırıklığı yaratır. Oysa bu cevapların altında çoğu zaman isteksizlik değil, yönlendirme eksikliği vardır. Çocuklar bazen nereden başlayacaklarını bilemez, bazen de ‘yanlış bir şey’ söylemekten çekinirler. Tek kelimelik yanıtlar, aslında çocuğun iletişime kapalı olduğu değil, daha iyi sorulara ihtiyaç duyduğu anlamına gelir. Yani sorun çocuğun anlatmak istememesinde değil, yetişkinin sohbeti nasıl başlattığında gizlidir.
Çocuklarla sohbeti sadece soru-cevap şeklinde yürütmek yerine, günü birlikte değerlendirmek çok daha etkilidir. Örneğin, ‘Bugün benim en keyif aldığım an akşam yemeğini birlikte hazırlamamız oldu, peki senin için günün en güzel anı neydi?’ gibi paylaşımlarla ebeveyn de sürece katılır. Böylece çocuk kendini sorguya çekiliyormuş gibi hissetmez, karşılıklı bir paylaşım ortamı oluşur. Ortak değerlendirme hem çocuğun kendi gününü gözden geçirmesine yardımcı olur hem de aile içindeki bağları daha güçlü hale getirir.