MODA - TASARIMCILAR

Jonathan Anderson'ın Dior için hazırladığı ilk kadın giyim koleksiyonu ayakta alkışlandı

Dior İlkbahar/Yaz 2026 defilesi, Paris Moda Haftası'nın en çok beklenen defilelerinden biriydi. Bu defile, prestijli lüks moda evinin başındaki Jonathan Anderson'ın ilk koleksiyonunu gözler önüne serdi. Mini eteklerin öne çıktığı koleksiyon çok beğenildi

profil
BT Ekip
3.10.2025
Jonathan Anderson'ın Dior için hazırladığı ilk kadın giyim koleksiyonu ayakta alkışlandı

1 Ekim’de Paris’teki Jardin des Tuileries’de sunulan Jonathan Anderson imzalı Dior koleksiyonu, Maison'un mirasını empatik bir şekilde yeniden yorumlayarak Dior’un dilini keşfediyor. 

Defilede, podyumun ortasında devasa, ters çevrilmiş gri bir piramit yer alıyordu. Defile, Dior moda evinden Christian Dior döneminden Gianfranco Ferré ve John Galliano'ya uzanan arşiv görüntülerinden oluşan bir montajla başladı. Bu, Jonathan Anderson'ın 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonunu sunmadan önce moda evinin tarihine derinlemesine bakışını göstermenin özgün bir yoluydu.

İlk görünüm, markanın ikonik Yeni Görünümü'nden (boş bir tuval gibi) esinlenen beyaz bir elbise olsa da, mini etek koleksiyonun kilit parçasıydı. Kanvas mini etekler, püsküllü kot mini etekler ve hem dar hem de bol kesimler mevcuttu. Bunlar, göğüsleri saran çeşitli dar yakalı ipek gömlekler, uzun ceketler ve uzun, hafif pelerinlerle kombinlenmişti. 

Kreatif Direktör, vizyonunu yaratıcı bir şekilde ele alınmış arşiv referanslarıyla beslemiş. Maison’un daimi kodlarından olan fiyonklar, pensli kabanlardan drapeli pamuklu mini eteklere, hafif dantel elbiselerden Dior Cigale isimli saplı çantalara kadar pek çok farklı biçimde kullanılmış. 

Küçültülmüş Bar ceketler heykelsi hacimler kazanırken, ince dalgalı pelerinler ve hacimli şortlar gibi parçalar ise Anderson’un geçtiğimiz Haziran’da sunduğu ilk Dior koleksiyonuyla ve markanın couture namıyla ortak bir bağ kuruyor. Ortaya çıkan güçlü gerilim, bu koleksiyonun çok sayıda tutum ve kendini ifade etme biçimi sunmasını sağlıyor.

Luca Guadagnino ve Stefano Baisi imzalı çarpıcı set tasarımı ise fiziksel olanla dijitali birleştiriyor. Defilede, belgesel yapımcısı Adam Curtis’in özel olarak hazırladığı çalışmasının aktarılma biçimi olarak, Maison'un tarihi ters çevrilmiş bir LED piramitte konukların gözleri önünde canlandırıldı ve sihirli bir şekilde bir Dior ayakkabı kutusuna dönüştü. Bu, anılar gibi tekrar ziyaret edilebilecek saklı bir geçmişi simgeliyordu.

 

Önceki ve Sonraki
Haberler