‘Chuck'ın Hayatı’, Charles Krantz adlı bir adamın hayat hikayesini anlatıyor. Ters bir zaman çizelgesinde geçen filmde, hikaye Charles'ın beyin tümörü nedeniyle ölümünden başlayıp sözde perili bir evde geçirdiği çocukluğuyla son buluyor. Küçük bir Amerikan kasabasında, yüzü reklamlardan ve televizyondan tanıdık gelen sıradan bir muhasebeci olan Charles ‘Chuck’ Krantz yaşamaktadır. Dış dünya doğal afetler ve teknolojik arızalarla sarsılırken, kasabada her şeyden önce bir şey kalır; Chuck'a duyulan derin bir minnettarlık. Peki, kimsenin gerçekten tanımadığı bu adam kimdir? İzler; çocukluğuna, dans tutkusunu ona aktaran büyükannesine ve ona sadece muhasebe sanatını öğretmekle kalmayıp aynı zamanda kilitli bir tavan arasını da gizleyen büyükbabasına uzanır. Hikaye şu temel soruyu gündeme getirir: Tek bir kişinin hayatı tüm dünyanın gidişatını etkileyebilir mi?
‘Büyük, Güzel ve Cesur Bir Yolculuk’, iki yabancı ve onları birbirine bağlayan inanılmaz yolculuğun hikayesini anlatıyor. David, benzersiz bir GPS’e sahip eski arabasıyla gittiği düğünde Sarah ile tanışır. İkisi birlikte GPS’in önerdiği bir yolculuğa çıkarlar. Yol boyunca geçmişleriyle yüzleşir ve boyalı manzaraları keşfederler, bu da daha derin bir bağa yol açar. Geleceklerini düşünürken, ilişkileri hakkında önemli bir kararla karşı karşıya kalırlar.
‘Şair Puşkin’, Rus şair Aleksandr Sergeyeviç Puşkin'in hayat hikayesini anlatıyor. Genç, cesur ve toplumun gözdesi Puşkin; baloların yıldızı, hayranlarının omuzlarında taşınan bir idol, genç kızların kalplerinde yer eden bir romantik kahramandır. Ama ne güçlü dostluklar, ne himayeciler ne de şöhret; onu kaderin acımasız darbelerinden koruyamaz: Sürgünler, düellolar, yoksulluk… Ancak bir gün, tüm karanlığı aydınlatacak o tek ve eşsiz kadınla karşılaşır. O andan itibaren, Puşkin’in hayatı da, ruhunun değişmez kaderi de sonsuza dek şekillenir.
Tolkien'in, ‘Yüzüklerin Efendisi’ üçlemesinin öncül kitabı olarak da görülen Hobbit'ten, üçlemenin yönetmeni Peter Jackson tarafından sinemaya uyarlanan üç filmlik Hobbit macerasının ilk bölümü olan ‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’/’The Hobbit: An Unexpected Journey’ ile bu sefer Bilbo Baggins'in gençliğine gidiyoruz. Bilbo huzurlu Hobbit toprakları olan The Shire'da yaşarken bir gün büyücü Gandalf aniden ortaya çıkar ve baş kahramanımız Bilbo kendisini efsanevi savaşçı Thorin tarafından yönetilen 13 cücelik maceracı bir grupta buluverir. Ejder Smaug’dan Erebor’un kayıp Cüce Krallığı’nı geri almak için çıktıkları bu yolculukta çirkin Goblinler, Orklar, öldürücü Warglar, Dev Örümcekler ve Büyücülerle dolu yollardan geçeceklerdir...
‘The Jester 2’, tuhaf ve karanlık bir varlıkla karşı karşıya kalan genç bir sihirbazın hikayesini anlatıyor. Genç, içine kapanık bir sihirbaz olan Max’ın yolu Cadılar Bayramı gecesinde uğursuz Soytarı'yla kesişir. Kendisini bir anda ölümcül bir kabusun içerisinde bulan Max, sihri fazlasıyla gerçek olan ve numaraları her zaman kanla sonuçlanan katili alt etmek zorundadır. Ancak bunu yapmak hiç de kolay değildir çünkü her hareketin bir bedeli, her tercihin bir sonucu vardır.
Eski zamanlarda, Anadolu’nun ücra bir köyünde, köylüleri acımasızca öldüren bir katil, sonunda yakalanır. Köylüler onu zincirleyerek diri diri toprağa gömer. Ancak bu vahşetin izleri silinmez. Yıllar sonra, ölen adamın bir akrabası bu olaya dayanamaz ve onun hakkında bir kitap yazar. Bu kitap, zemheri ayında katili yeniden dirilterek kanlı eylemlerine devam etmesini sağlar. Fakat Zincirkıran adı verilen bu lanetli varlık, yalnızca kitabı bulan ve içindeki ritüeli yerine getiren dört kişiyi öldürmektedir. Bir gün, yaşananlardan habersiz şekilde dolaşan Derya, bir eskici dükkanına girer ve bu uğursuz kitapla karşılaşır. Her ne kadar böyle şeylere inanmasa da kitap ilgisini çeker. Eskici, hikayeyi tüm detaylarıyla anlatsa da Derya kararından vazgeçmez. Kitabı satın alır ve bir an önce arkadaşlarıyla birlikte ritüeli gerçekleştirmek ister.
Tom, Fuerteventura'nın tozlu çöl arazisindeki harap bir otel tatil köyünde tenis koçu olarak çalışmaktadır. Günlük rutini, gerçekleştirebileceğini düşündüğü hayalle hiçbir benzerlik taşımamaktadır. Her gün, aynı basit rutin. Eski tenis profesyoneli için bu yeterli değildir. Geriye kalan tek şey alkol ve geçici ilişkilerdir. Ancak Anne, bir gün kocası ve oğluyla geldiğinde, bir şeyler değişir. Bu aile, tatil köyünde genellikle karşılaşılan turist imajına uymamaktadır. Tom, 8 yaşındaki Anton'a tenis dersi verdiğinde, aileye hızla yakınlaşır ve Anne ve Dave arasındaki gerginliği hisseder. Dave, karısıyla tartıştıktan sonra iz bırakmadan ortadan kaybolunca, Tom karısının onu aramasına yardım eder. Ancak Anne tuhaf davranmaya başlar ve Tom yavaş yavaş bir şeylerden şüphelenmeye başlar.
‘Super Charlie’, süper kahraman olmak isteyen bir çocuğun hikayesini anlatıyor. 10 yaşındaki Wille, polis memuru babasının yanında suçla savaşıp süper kahraman olmayı hayal eder. Ancak küçük kardeşi Charlie doğduğunda hayali suya düşer. Charlie tüm ilgiyi üzerine çekmekle kalmaz, aynı zamanda onun süper güçleri olduğunu da keşfeder. Bir süper kötü adam ve dengesiz bir bilim insanı şeytani planlarını uygulamaya koyduklarında, Wille ve Charlie anlaşmazlıklarını bir kenara bırakıp bir ekip olarak çalışmak zorunda kalırlar. Peki ya küçük bir çocuk ve kıskanç kardeşi şehri kurtarabilecek midir?