YAŞAM - SEYAHAT

Alplerin gölgesindeki şehir Zürih

İsviçre’nin kültür ve finans merkezi olarak tarih boyunca özel bir yere sahip olan Zürih, Alplerin gölgesinde yer alıyor. Roma döneminden bu yana Avrupa’da önemli bir role sahip olan şehir gelişmiş yaşam standartları ve tarihi zenginlikleriyle dikkat çekiyor. Zürih benzersiz doğasıyla da ziyaretçilerine büyüleyici bir deneyim sunuyor. Betül Cebeci, Zürih’i yazdı

profil
BT Ekip
09.11.2024
Alplerin gölgesindeki şehir Zürih

Kültür ve sanata dair zengin bir geçmişi olan Zürih dünyaca ünlü sanat galerileri, müzeleri ve tiyatrolarıyla İsviçre’nin kültür başkenti olarak anılıyor. Zürich Kunsthaus ve İsviçre Ulusal Müzesi hem modern hem de klasik sanat eserlerine ev sahipliği yapıyor. Şehirde yıl boyunca düzenlenen müzik, tiyatro ve dans festivalleri, Zürih’i kültür sanat meraklıları için bir cazibe merkezi haline getiriyor. Ziyaretçiler Zürih’in zarif sokaklarında dolaşırken Avrupa’nın kültürle harmanlanmış yaşam tarzını deneyimliyor.

Şehrin ortasında uzanan Zürih Gölü, hem yaz hem de kış aylarında yerel halka ve turistlere eşsiz manzaralar vaad ediyor. Gölde yapılan tekne turları doğanın ve Alplerin görkemini yakından deneyimlemek isteyenler için harika bir fırsat sunuyor. 

Türkiye’den Zürih’e ulaşmak oldukça kolay. İstanbul Havalimanı’ndan Zürih’e düzenli olarak direkt uçuşlar bulunuyor ve uçuş süresi ortalama 2 saat 45 dakika sürüyor. Zürih Havalimanı (Zürich Flughafen) şehir merkezine yaklaşık 10 km mesafede yer alıyor. Gelişmiş toplu taşıma olanaklarıyla merkeze kolayca ulaşım sağlanıyor. Havalimanından şehir merkezine düzenli olarak kalkan trenler ile yaklaşık 10-15 dakikada Zürich Hauptbahnhof’a (ana tren istasyonu) ulaşmanız mümkün. Ayrıca tramvay (hat 10) ile de merkeze gidilebiliyor ancak tramvay yolculuğu biraz daha uzun, yaklaşık 35-40 dakika sürüyor. Zürih’te şehir içi ulaşım ağı oldukça gelişmiş ve toplu taşıma ile şehrin her noktasına kolayca ulaşmanız mümkün. Şehirde tren, tramvay, otobüs ve feribot hatları aktif olarak hizmet veriyor. Tek bir bilet ile tüm toplu taşıma araçlarını kullanarak aktarma yaparken ekstra bilet almanıza gerek kalmıyor. ZVV isimli Zürih toplu taşıma ağı uygulamasıyla hem harita üzerinden yön bulabilir hem de sefer saatlerine kolayca erişebilirsiniz.


İsviçre, Avrupa Birliği üye ülkeleri arasında yer aldığından bordo pasaportlu Türk vatandaşlarının ülkeye giriş yapabilmesi için Schengen vizesine sahip olmaları gerekiyor. Yeşil pasaportu olan Türk vatandaşları ise İsviçre’ye vizesiz bir şekilde seyahat edebiliyorlar. 


Zürih dört mevsimi de canlı bir şekilde yaşıyor ve her mevsim kendine özgü güzellikler sunuyor. Kış ayları (Aralık-Şubat) oldukça soğuk geçiyor ve sıcaklıklar genellikle -1 ile 5 derece arasında değişiyor. Zürih, Aralık ayında şehirde kurulan Noel pazarları, ışıklandırmalar ve sıcak şarap stantları eşliğinde büyüleyici bir atmosfer sunuyor. Ocak şehirde kışın en soğuk ayı olarak görülüyor ve kar yağışı olasılığı yüksek. Karın en çok yakıştığı şehirlerden biri olan Zürih, şehri ziyaret edenlere kartpostallık bir kış manzarası vaat ediyor. İlkbahar (Mart-Mayıs) aylarında hava yavaş yavaş ısınıyor ve doğa canlanıyor; ortalama sıcaklık 8-18 derece arasında seyrediyor. Yaz ayları (Haziran-Ağustos) ise en sıcak dönemi olarak biliniyor; gündüzleri sıcaklık 25 dereceye kadar çıkabiliyor ve şehir göl etrafında yapılan aktiviteler için oldukça uygun hale geliyor. Sonbahar (Eylül-Kasım) serin ve yağışlı geçiyor, ancak Eylül’de sıcaklık hala 15-20 derece civarında seyrediyor. Şehirde sonbahar renklerinin keyfi Eylül ayında hala çıkarılabiliyor.


Hem yaz hem kış aylarında oldukça fazla turist ağırlayan Zürih’te konaklama yapacağınız bölgeyi seçmek hiç zor değil. Yaşam standartlarının çok yüksek olduğu şehirde bütçenize uygun bir konaklama seçeneği bulmak isteyebilirsiniz. Şehir merkezinde konaklamaya bütçeniz yetmiyorsa şehrin dışında yer alan daha ekonomik seçenekleri değerlendirebilirsiniz. Gelişmiş toplu taşıma ağı sayesinde konaklama yapacağınız bölgeye güvenle ulaşabilirsiniz. Zürih’te konaklama yapabileceğiniz başlıca bölgeler şu şekilde sıralanabilir:

Altstadt (Eski Şehir): Zürih’in tarihi merkezi olan Altstadt, kentin en turistik bölgesi olarak kabul ediliyor. Limmat Nehri boyunca uzanan bu bölgede kentin tarihi yapıları, dar sokakları, popüler restoranları ve kafeleri bulunuyor. Bu bölgede konaklamak Zürih’in en önemli turistik noktalarına yürüyerek ulaşma avantajı sağlıyor.

Enge: Zürih Gölü’ne yakın olan Enge sakinliği ve yeşil alanlarıyla biliniyor. Şehir merkezine ve birçok önemli noktaya yakın olmasının yanı sıra Rietberg Müzesi ve Belvoir Park gibi popüler yerler de burada bulunuyor. Bölge göle yakın olmak isteyenler için ideal bir seçenek oluşturuyor.

Langstrasse: Canlı ve enerjik bir atmosfer arayanlar için Langstrasse bölgesi konaklama için ideal. Restoranlar, barlar ve gece hayatının yoğun olduğu bu bölge daha genç ve hareketli bir atmosfere sahip. Sanat galerileri ve vintage mağazalar da buranın popüler mekanları arasında yer alıyor.

Zürich West (Zürih Batı): Eski endüstriyel binaların dönüştürülmesiyle modern bir yapıya kavuşan Zürich West, şehrin yaratıcı ve trend noktalarından biri. Sanat galerileri, alışveriş merkezleri, popüler kafeler ve eğlence mekanlarıyla dolu olan bölgeye gelişmiş ulaşım ağı sayesinde hızlıca ulaşmak mümkün.

Seefeld: Zürih Gölü kıyısında yer alan Seefeld hem lüks oteller hem de şirin butik oteller ile farklı seçenekler sunuyor. Bu bölge göl kenarında yürüyüş yapmayı veya bisiklete binmeyi sevenler için ideal. Şık restoranlar, galeriler ve alışveriş seçenekleri de Seefeld’te yoğun olarak bulunuyor.


Zürih hem doğa severlere hem de tarih meraklılarına hitap eden bir şehir. Eski Şehir’in daracık sokaklarında gezerken Zürih’in geçmişiyle baş başa kalmak ve Orta Çağ’dan kalma zarif yapılar arasında kaybolmak mümkün. Zürih Gölü’ne doğru uzanan yollar hem tarihi hem de modern yaşamın ahenk içinde bir arada var olduğunu hissettiriyor. Zürih’i keşfetmek için iki günlük bir seyahat planı yapmanız yeterli olacaktır. Şehirde mutlaka görmeniz gereken turistik noktalar aşağıdaki gibi listelenebilir:

Altstadt (Eski Şehir): Zürih’in tarihi merkezi olan Altstadt şehrin en etkileyici yapıları, dar sokakları ve canlı atmosferi ile turistlerin en popüler uğrak noktası. Altstadt bölgesinde Grossmünster, Fraumünster ve St. Peter Kilisesi gibi tarihi kiliseler, butik dükkanlar ve kafeler bulunuyor.

Zürih Gölü (Lake Zurich): Şehrin kalbinde yer alan Zürih Gölü, hem manzarası hem de sunduğu aktivitelerle dikkat çekiyor. Göl kenarında yürüyüş yapabilir, bisiklete binebilir veya tekne turlarına katılarak gölün tadını çıkarabilirsiniz.

Bahnhofstrasse: Zürih’in en ünlü alışveriş caddesi olan Bahnhofstrasse; lüks mağazalar, ünlü markalar, restoranlar ve kafelerle dolu. Dünyanın en pahalı alışveriş caddelerinden biri olan Bahnhofstrasse, alışveriş sevenlerin uğrak noktası.

Uetliberg Dağı: Zürih’e kuşbakışı bakmak isteyenler için Uetliberg ideal bir bölge. Şehir merkezine yaklaşık 20 dakikalık bir tren yolculuğuyla ulaşılabilen bu dağ, hem yürüyüş hem de bisiklet parkurlarıyla doğaseverlerin favori mekanlarından biri olmayı başarıyor.

Lindenhof Tepesi: Limmat Nehri’ne ve Eski Şehir’e bakan bu tarihi tepe, Roma dönemine kadar uzanan geçmişiyle Zürih’in en eski yerleşim alanı olarak biliniyor. Göl ve şehir manzarasını izlemek için harika bir nokta olan tepe, fotoğrafçılar için de popüler bir destinasyon.

Kunsthaus Zürich (Zürih Sanat Müzesi): İsviçre’nin en önemli sanat müzelerinden biri olan Kunsthaus, Orta Çağ’dan modern döneme kadar uzanan geniş bir sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Van Gogh, Monet, Giacometti ve daha pek çok ünlü sanatçının eserlerini burada görebilirsiniz.

İsviçre Ulusal Müzesi (Landesmuseum Zürich): Zürih’in tarihi ve kültürel geçmişini keşfetmek isteyenler için İsviçre Ulusal Müzesi mükemmel bir durak. Müze İsviçre tarihi, sanatı ve kültürünü yansıtan sergilerle göz kamaştırıyor.

Zürich West: Eski endüstriyel binaların sanat galerilerine, kafelere ve restoranlara dönüştürüldüğü bu modern bölge Zürih’in yaratıcı yüzünü yansıtıyor. Şehirdeki en popüler mekanlardan bazıları şık tasarımı ve yenilikçi mekanlarıyla dikkat çeken Zürich West’te bulunuyor.

Rietberg Müzesi: Dünyanın farklı kültürlerine ait sanat eserlerine ev sahipliği yapan Rietberg Müzesi; Asya, Afrika, Amerika ve Okyanusya’dan birçok eseri barındırıyor. Sanat ve kültür meraklıları için oldukça ilgi çekici olan müze büyük ilgi görüyor.

Botanik Bahçesi: Zürih Üniversitesi’nin Botanik Bahçesi şehirde biraz doğa molası vermek isteyenler için güzel bir kaçış noktası. Bahçede dünyanın dört bir yanından getirilen binlerce bitki türü sergileniyor.

Grossmünster Kilisesi: Zürih’in simgelerinden olan Grossmünster, Romanesk tarzda yapılmış ve 12. yüzyıldan kalma tarihi bir kilise. Çift kuleleriyle dikkat çeken kilisenin kulelerinden şehrin harika manzaralarını izleyebilirsiniz. Kilise, İsviçre Reform Hareketi’nin başladığı yer olarak da biliniyor.

Fraumünster Kilisesi: 9. yüzyılda kurulan bu kilise özellikle Marc Chagall’ın 1970’te yaptığı ünlü vitray pencereleriyle ünlü. Fraumünster Gotik mimarisi ve tarihi önemi ile şehrin en çok ziyaret edilen ibadet yerlerinden biri olarak oldukça popüler.

St. Peter Kilisesi: Zürih’in en eski kilisesi olan St. Peter şehre özgü bir başka önemli yapı. 13. yüzyılda inşa edilen kilise Avrupa’nın en büyük saat yüzlerinden birine sahip. Kilisenin tarihi iç dekorasyonu ve barok tarzı kulesi de oldukça ilgi çekici.

Zürih Belediye Binası (Rathaus): 17. yüzyıldan kalma bu barok tarzı yapı, Limmat Nehri kıyısında yer alıyor. Şehrin yönetim merkezi olarak kullanılan bina tarihi dokusuyla dikkat çekiyor ve Zürih’in politik geçmişine ışık tutuyor.

Augustinerkirche (Augustinian Kilisesi): 13. yüzyılda inşa edilmiş olan bu kilise başlangıçta Augustinian rahipleri tarafından kullanılmış. Gotik ve barok mimari unsurları bir arada barındıran bu yapının iç kısmı da oldukça zarif. 

Wasserkirche (Su Kilisesi): Limmat Nehri kıyısında yer alan Wasserkirche, 10. yüzyılda inşa edilen ve Zürih’in tarihi açısından önemli bir yapı. Eskiden sularla çevrili olduğu için ‘Su Kilisesi’ adını almış. Günümüzde kültürel etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

Predigerkirche (Vaiz Kilisesi): 13. yüzyılda Dominik keşişleri tarafından inşa edilen kilise yüksek çan kulesi ve Gotik tarzıyla dikkat çekiyor. Zürih’in en yüksek kilise kulesine sahip olan kilise şehirdeki en eski yapılardan biri.

Bonus: Şehirde yeterince zamanınız varsa trenle 1 saat gibi kısa bir sürede ulaşabileceğiniz Basel’i gezi listenize eklemek isteyebilirsiniz. Bununla birlikte araba kiralayıp İsviçre Alplerin eşsiz köylerini gezmek de iyi bir fikir olabilir.


İsviçre mutfağı Almanya, Fransa ve İtalya gibi komşu ülkelerin mutfak kültürlerinden etkilenmiş, çeşitli bölgesel lezzetleri bir araya getiren zengin bir mutfak olarak tanınıyor. İsviçre’nin ünlü süt ve peynir üretimi yemeklerinde önemli bir yer tutuyor. Aynı zamanda çikolata üretimindeki ustalık da İsviçre mutfağının ayrılmaz bir parçası olarak görülüyor. İsviçre yemekleri genellikle doyurucu, sıcak ve besleyici özellikleriyle biliniyor. Zürih seyahatinizde mutlaka denemeniz gereken yerel lezzetler ise şu şekilde:

Zürcher Geschnetzeltes: Zürih’in kendine özgü en ünlü yemeklerinden biri olan Zürcher Geschnetzeltes ince dilimlenmiş dana eti, krema, beyaz şarap ve mantar ile yapılıyor. Genellikle yanında patates rösti ile servis ediliyor.

Fondü: İsviçre’nin simgesi haline gelmiş peynir fondü erimiş peynir karışımına ekmek parçaları batırarak yeniyor. Çeşitli İsviçre peynirlerinin bir araya getirilmesiyle hazırlanan bu yemek özellikle soğuk kış günlerinde sıklıkla tüketiliyor.

Raclette: Eriyen peynirin haşlanmış patates, turşu ve soğan ile birlikte servis edildiği bir İsviçre yemeği. Raclette peyniri eritilerek doğrudan tabağa veya patateslerin üzerine dökülüyor. Genellikle kalabalık arkadaş grupları veya ailelerle paylaşılarak yeniyor.

Rösti: Patatesle yapılan bu klasik yemek özellikle kahvaltılarda veya Zürcher Geschnetzeltes gibi ana yemeklerin yanında tercih ediliyor. Rendelenmiş patateslerin kızartılmasıyla yapılan rösti çıtır ve doyurucu bir lezzet sunuyor.

Bircher müsli: İsviçre’nin hafif ve sağlıklı kahvaltı seçeneklerinden biri olan Bircher müsli yulaf, yoğurt, taze meyve ve kuru yemişlerle hazırlanıyor. İsviçreli Dr. Bircher-Brenner tarafından keşfedilen bu tarif, günümüzde dünya çapında popüler bir kahvaltı seçeneği olarak görülüyor.

Alplermagronen: İsviçre’nin makarna yemeği olarak bilinen alplermagronen makarna; patates, krema, peynir ve soğanla hazırlanıyor. Genellikle yanında elma püresi ile servis edilen bu yemek, İsviçre dağ kültüründen geliyor ve oldukça doyurucu.

İsviçre çikolatası: Dünyaca ünlü İsviçre çikolatası Zürih’te kesinlikle denenmesi gereken lezzetlerden biri. Zürih birçok ünlü çikolata dükkanına ve çikolata üreticisine ev sahipliği yapıyor; bu nedenle şehirde taze ve kaliteli çikolatalar bulabilirsiniz.

Rivella: İsviçre’ye özgü peynir altı suyundan yapılan gazlı bir içecek olan rivella, farklı meyve aromaları kullanılarak hazırlanıyor. Hafif ve ferahlatıcı olan Rivella, İsviçre’de sıkça tüketilen yerel bir içecek. 

İsviçre beyaz şarabı: Zürih ve çevresindeki bağlardan elde edilen üzümlerle yapılan İsviçre beyaz şarapları yerel yemeklerin yanında oldukça popüler. Özellikle fondü gibi peynirli yemeklerle güzel bir uyum sağlıyor.

Café Crème: Zürih’te popüler olan bu kahve yoğun kremalı bir filtre kahve türü. Genellikle büyük fincanlarda servis ediliyor ve daha uzun süre içim keyfi sunuyor. İsviçre kahve kültürünü deneyimlemek isteyenler için güzel bir seçenek.

Zürih’in en ünlü restoranlarından biri olan Kronenhalle klasik İsviçre mutfağını deneyimlemek isteyenler için mükemmel bir seçenek. 1924 yılında açılan bu restoran Zürih’teki kültürel ve tarihi önemiyle dikkat çekiyor. Kronenhalle’nin bir diğer özelliği ise duvarlarını süsleyen Picasso, Chagall, Miró ve Giacometti gibi ünlü sanatçılara ait orijinal eserler. Bu değerli eserler kendinizi sanat galerisi gibi bir atmosferde hissetmenizi sağlıyor. Kronenhalle’de Zürcher Geschnetzeltes gibi yerel yemekler harika bir şekilde hazırlanıyor ve restoran Zürih’in en iyileri arasında gösteriliyor.


Zürih, doğa ve sanat sevenler, gastronomi meraklıları, alışveriş tutkunları ve çocuklu aileler için ideal bir destinasyon. Şehir aynı zamanda tarihi yapıları, şık caddeleri ve İsviçre Alplerine olan yakınlığı sayesinde fotoğraf çekmeyi sevenler ve doğa yürüyüşçüleri için de son derece cazip. Çocuk dostu parklar, doğal alanlar ve ilgi çekici müzelerle dolu olan Zürih, ailelerin rahatlıkla gezebileceği düzenli ve güvenli bir ortama sahip. Göl kenarındaki yerlerde çocukların eğlenebileceği oyun alanları ve yürüyüş parkurları da bulunuyor.


Önceki ve Sonraki
Haberler