Thom Browne'un 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonu, gerçeklik ve hayal arasındaki çizgiyi keşfediyor. Spor ceketler, iddialı siluetlerle yeniden şekillendirilirken, omuzlar öne doğru kıvrılarak raglan formlarını taklit ediyor; bu da klasik Amerikan spor giyimine bir saygı duruşu niteliği taşıyor.
Fütüristik vizyonuna rağmen, terzilik; koleksiyonun temel çizgisi olmaya devam ediyor. Browne'un tasarımları hem insanlar hem de dünya dışı ziyaretçiler için evrensel bir üniforma oluşturuyor. Dört paçalı pantolonlardan yeniden tasarlanmış ceketlere kadar her parça, klasik kodlar ve avangard hayal gücü arasında kozmik bir diyalog yaratarak, seçici moda tutkunlarına lüks ama bir o kadar da uhrevi bir gardırop sunuyor.
Beller içe doğru kıvrılıyor ve etek uçları genişleyerek, özel dikim kıyafetlere modern bir yorum getiriyor. Etekler düşük bele iniyor, pileler dizin hemen üzerinde açılıyor ve ikonik kriket kazağı, klasik preppy estetiğini öne çıkarmak için küçültülüp katmanlar halinde sunuluyor.
Canlı, gösterişli bir renk paleti; koleksiyondaki renk kontrastlarını vurguluyor. İmza niteliğindeki repp çizgileri, giysilerde işleniyor, dokunuyor ve çoğaltılıyor. Tüvitler seersucker ile harmanlanırken, gümüş halkalar, kenar patchwork'leri ve pullu tüller kozmik sinyaller gibi parıldıyor.
Browne, 20 yıllık terzilik uzmanlığını sınırlarına kadar zorlayarak hem geleneklere dayanan hem de cesurca fütüristik bir koleksiyon sunuyor.
Browne'un yaklaşımı, terziliğin ötesine geçerek algıyı zorlayan ayakkabı ve aksesuarlara uzanıyor. Botlar renk bloklu illüzyonlar içeriyor, platform topuklular botlarla bir arada yer alıyor ve pastel çorapların üzerine giyilen bantlı stilettolar ayakkabı tasarımını yeniden yorumluyor.
Teviot çanta, ikonik Bolton çantayı tamamlayan, midye kabuğu saplı yeni sezon kumaşlarıyla geri dönüyor; gerçekten dünya dışı bir his uyandıran bir ikili olarak karşımıza çıkıyor.
Thom Browne İlkbahar/Yaz 2026 koleksiyonu, bir podyum sunumundan çok daha fazlası; lüks modanın geleceğinin bir manifestosu. Tarihi zanaatkarlığı, cesur siluetleri ve kozmik inovasyonu harmanlayan Browne, klasik terzilik ve avangart sanatçılığın kesiştiği noktada vizyon sahibi bir tasarımcı olarak statüsünü pekiştiriyor.