Miu Miu İlkbahar/Yaz 2026 Koleksiyonu kadın emeğini odağına alıyor

Çalışmanın önemi. Onun anlamı, değeri ve günümüzle ilişkisi… Miuccia Prada imzalı Miu Miu İlkbahar/Yaz 2026 Koleksiyonu; kadın emeğini, kadınların karşılaştıkları zorlukları, mücadeleleri ve deneyimlerini odağına alıyor. Sıklıkla görünmez kılınan bu emeği görünür hâle getiriyor, fark ediyor ve yüceltiyor.

Çalışma, bir çabanın ifadesi. Çalışma, özenin ve sevginin bir sembolü. Çalışma, bağımsızlığın bir yansıması, iradenin bir aracı. Çalışma önlüğü, evrensel bir simge olarak bu koleksiyonda asalet ve saygı kazanıyor. İşlev ve amaca dair bir yansıma niteliğinde olan bu parça, aynı anda hem kullanışlı hem de süsleyici bir formda karşımıza çıkıyor. Bu giysinin kültürel anlamı, malzeme ve biçim değiştikçe köklü bir değișim geçiriyor. Ev içinden kliniğe, endüstriyel üretimden fiziksel çalışmaya, hizmet sektörüne kadar… Tek bir giysi, sayısız anlamı içinde barındırıyor.

Bu miras alınmış estetik referanslar arasında duygular dönüşüyor. Dorothea Lange (1895–1965) ve Helga Paris’in (1938–2024) belgesel fotoğraflarında görülen fabrika işçiliği, kıyafetlerin gerçekliğine dair yeni bir perspektif sunuyor. Endüstriyel kumaşlar ve dokular dril kumaş, deri, pamuk poplin, ipek cloqué, dantel ve nakışlı ham keten koleksiyonda yeniden yorumlanıyor. Ayakkabılar, çantalar ve aksesuarlar, güçlü deri dokularıyla dayanıklılığı, işlevselliği ve endüstriyel bir güzelliği yansıtıyor. En bilinen kadınlık sembollerinden biri olan fırfır, dönüştürücü bir etki yaratıyor: sertlik ve zarafet iç içe geçiyor. Bu koleksiyon, toplumsal tanımları, sonuçlarını ve beklentilerini tersine çeviren bir sorgulama niteliği taşıyor.

Defile sahne tasarımı ise, bir çalışma alanı olan Palais d’Iéna’nın hipostil salonunu gündelik yaşamın soyut bir yorumuna dönüştürüyor. Kontrast tonlarda formika masalarla dolu bir alan, emeğin ve estetiğin kesiştiği bu dünyayı simgeliyor.