MODA - TASARIMCILAR

Fashion Week Istanbul 2. gününden satır başları

İstanbul Moda Haftası’nın ikinci gününe Niyazi Erdoğan, Lug Von Siga ve Mehtap Elaidi tasarımları damgasını vurdu.

profil
BT Ekip
13.10.2021
Fashion Week Istanbul 2. gününden satır başları

Niyazi Erdoğan’ın 2022 İlkbahar/Yaz koleksiyonu, son dönemde dünyada yaşanan iklimsel değişimlerden yola çıkıyor ve yine yerel hikayelerden besleniyor. Kaybolan yabani hayat ve bitki örtüsünde gözlemlenen değişimin yarattığı negatif sonuçların karşısında tasarımcı bu sezon, şehre rengini ve zarafetini veren İstanbul çiçeklerinden ilham alıyor. İstanbul’un endemik bitki örtüsü içinde yer almasa da şehrin farklı bölgelerinde görülebilen ve farklı noktalarda sürprizli bir şekilde karşımıza çıkan bu güzellikler koleksiyonun ana eksenini oluşturuyor. Her zaman olduğu gibi, rahat siluetlerin ön planda olduğu Niyazi Erdoğan koleksiyonu, bu altı çiçekten ilham alıyor. Alışıldık Niyazi Erdoğan çizgilerinin yanı sıra, tamamen yeni formların denendiği koleksiyonda, dar kalıp astarlı ceketlerin yerine gömleğe benzeyen over-size ceketler de göze çarpıyor. Yüksek belli pantolonlar ve şortları tamamlayan over-size tişörtler, lalelerin V formunu andıracak şekilde yarasa kollu gibi görünüyor. Sayfiye görünümünü destekleyen kadın look’ları ise, düşük omuzlar ve kimono kolları gibi rahat ve tiril tiril uçuşan parçalardan oluşuyor. Bu sezonun bir başka yeniliği ise, tasarımcının ikonik çantalarının yeniden gündeme gelişi. Biri günlük, diğeri ise seyahat ve plaj kullanımı için düşünülen tote bag’ler koleksiyonun aksesuarları arasında yerini alıyor. Niyazi Erdoğan, yeni koleksiyonla ilgili; “Baskılı kumaşlarda viskon vual ve mayo kumaşı gibi performans kumaşlarının yanı sıra, yün ve kenevir ile sürdürülebilirliği destekleyen materyaller kullandım. Özellikle Taypa ile geliştirdiğimiz kenevir denim parçalar, daha az su kullanılarak üretilmesinin yanı sıra, sanki toprağa gömülmüş ve yeniden çıkartılmış gibi bir efekte sahip” diyor.


“Zaman nedir? Tek bir zaman mı vardır, yoksa zaman algıyla mı anlam kazanır?” Türkiye’yi ve Türk modasını dünyada başarıyla temsil eden Lug Von Siga'nın kurucusu ve kreatif direktörü Gül Ağış, İlkbahar/Yaz 2022 koleksiyonuna bu sorularla başlayarak zaman algısına odaklanıyor ve eski ile yeninin, geçmişle geleceğin, yavaşla hızlının arasındaki bağlantıyı sorgulayarak zamana ünlü filozof Henri Bergson’un penceresinden bakıyor. Zamanı objektif, matematiksel bir olgu olarak kabul etmek yerine süre ve bellek ile ilişkilendiren, geçmiş, bugün ve gelecek şeklinde parçalı bir kavram değil bir bütün, ‘yekpare, geniş bir an’ olarak kabul eden tasarımcı, İlkbahar/Yaz 2022 koleksiyonunu da zaman ve mekanın gerçekliğinden uzakta bir noktada filme almış: Sanatçı ve akademisyen Hüsamettin Koçan’ın Bayburt’un ıssız bir köyünde yarattığı Baksı Müzesi Lug Von Siga TIMESCAPE koleksiyon filminin meskeni. Gül Ağış koleksiyonla ilgili bu seçimi “Tam da hiçliğin ortasında, sonsuz bir boşluk hissiyle çevrili, geçmişin gelecekle kucaklaştığı bir mekan hayal etmiştim. Baksı Müzesi, Anadolu’un tam kalbine iniş yapmış bir uzay gemisini çağrıştırarak koleksiyonun duygu ve hikayesini mükemmel biçimde tamamlıyor” sözleriyle açıklıyor.

  Tasarımlarında Türk köklerinden gelen geleneksel öğeleri, folklorik detayları, kumaş işleme teknikleri ve işlemeleri kullanmayı seven Gül Ağış, pamuklu brode nakış tekniği ile üretilen işlemeli kumaşları, tülbent üzeri kafes işlemeli Osmanlı lale motifleri ve üç boyutlu işlemeleri bir arada kullanarak geçmişin ve geleceğin zanaatkarlığını bir potada eritiyor. Gelenekselle çağdaşın birbirine karıştığı TIMESCAPE koleksiyonunda, Lug Von Siga’nın imzası haline gelen konfor ve çabasız şıklık tüm siluetlerde kendini hissettiriyor. Kumaşı manipüle etmeyi seven tasarımcı, üçüncü boyut algısını üstün el işçiliği ürünü işlemelerle sağlıyor. 

 


Mehtap Elaidi İlkbahar/Yaz 2022 koleksiyonu ile bizi kendi çocukluğunun geçtiği 60’lı ve 70’li yılların Kalamış’ına doğru bir anılar yolculuğuna çıkarıyor. Koleksiyona #KALKHEDONRIVIERA ismini veren tasarım ekibi zamanda durmuş bir Kalamış hayal ediyor; sokakta sek sek oynayıp ip atlayan çocuklar, yalı apartmanlarından kayıklarıyla denize açılan gençler, Moda Deniz Kulübü’nün balolarına katılan çiftler, yelken kulübünde Boğaz’ı keşfe çıkanlar, apartman bahçelerinde dallarından koparılıp yenilen sulu domatesler koleksiyonun ilham kaynaklarından oluyor.

Bu ilham kaynakları Mehtap Elaidi ekibinin çizdiği çapa, şeytan minaresi ve kayık desenlerinde ve kumaşlara işlenen farklı nakışlarda vücut buluyor. Çizgili desenler, halat detayları, lacivert ve beyazın birlikteliği, yelken kumaşını andıran kumaşlar ve tasarımlarda kullanılan süvari yaka detayları koleksiyondaki denizci temasına gönderme yapıyor. Konforu odak noktasına oturtan markanın imzası niteliğindeki hacimli silüetler de koleksiyonda hakimiyetini sürdürüyor. Tamamlayıcı bir tezat oluşturmak için bu hacimli ve geniş kalıplara vücuda oturan modeller eşlik ediyor veya bu tezatı kuvvetlendirmek için şık ipek kumaşlar ile dökümlü keten kumaşlar bir arada kullanılıyor. Çocuk çizimlerini andıran nakışlar ve renkli püskül detayları, hepimizin hatırlamaya ihtiyaç duyduğu çocuksu neşeye gönderme yapıyor. 


Önceki ve Sonraki
Haberler