Gelin adayları büyük günden önce kendilerini daha canlı, dinç ve ciltlerini daha pürüzsüz görmek istiyor. “Burada önemli olan, ‘Ne yaptırmalı?’ diye düşünmekten çok, ‘Hangi işlemi, ne zaman yaptırmalı?’ sorusuna doğru yanıt vermek” diyen Dr. Abdurrahman Efem, ideal zamanlama için gelin adaylarına şöyle bir medikal estetik takvimi öneriyor:
Cildin yapısal anlamda desteklenmesi için en ideal başlangıç noktası, düğünden aylar öncesine uzanıyor. Dr. Efem, bu süreçte cilt altı kolajen üretimini tetikleyen ultrason bazlı sistemlerin çok iyi sonuç verdiğini söylüyor. Yüzünüzde hiçbir değişiklik olmadan, sadece daha iyi görünmenizi sağlayacak ultrason bazlı işlemler, cilt altı dokuları hedef alıyor ve elastikiyet kaybını azaltırken, yüz hatlarını doğal formunu koruyarak sıkılaştırıyor. Ultrason bazlı cihazların gelişmiş teknolojisi sayesinde ise hem daha az ağrı hem de daha kısa işlem süresiyle, daha uzun etkili gençlik ve güzellik sağlanabiliyor. Cerrahi olmayan yüz germe işlemlerinde dünyadaki altın standart olarak kabul edilen ve ciltte tam anlamıyla bir sıkılaşma yaratan, tek seanslık bu işlem, çalışanlar için öğle arasında bile rahatlıkla uygulanabiliyor. Kolajen sentezini 3-4 ay boyunca tetikleyerek cilde doğal bir sıkılık kazandıran bu işlemi erken dönemde planlamanın önemli olduğunu hatırlatan Efem, “Çünkü cihazın cilt germe etkisi tam olarak 6-12 haftada ortaya çıkıyor” diyor.
“Gelin estetiğinde amaç asla yüzü değiştirmek değil, orantıyı ve dengeyi sağlamak olmalı. Elmacık kemiklerine hafif destek, çene hattında zarif bir toparlama ya da gözaltına minimal dokunuşlar, bütünde mükemmel sonuçlar veriyor” diyen Dr. Efem, kalsiyum bazlı dolguların hem lifting etkisi sağladığını hem kolajen sentezini tetiklediğini anlatıyor ve ürünlerin FDA onayının olmasına da dikkat etmek gerektiğini hatırlatıyor. Örneğin FDA onaylı kalsiyum bazlı biyostimülan içerikli uygulama, cilt altındaki fibroblastları uyararak kolajen ve elastin üretimini destekliyor. Üstelik bu uygulama sayesinde sadece yüzde değil, eller, kollar, iç bacaklar, karın veya popo gibi bölgelerde de sıkı ve genç bir görünüm elde etmek mümkün oluyor. Özellikle son teknoloji ultrason bazlı cihaz işlemiyle kombine edildiğinde etkisi çok daha çarpıcı oluyor. Bu etkinin, özellikle düğün gibi yakın plan fotoğrafların bolca çekileceği bir dönem için çok kıymetli olduğunu hatırlatan Dr. Efem, “Mesele kusursuzluk değil; yüz formunu değiştirmeden, doğallıktan ödün vermeden, kendinizin en iyi halini aynada görebilmek” diyor ve ekliyor: “Bu tür medikal estetik uygulamalar cerrahi müdahaleleri ertelemekte de oldukça etkili.”
Gelin adaylarında en çok tercih edilen uygulamalardan bir diğeri de saf botulinum toksin. Özellikle antibodi (antikor) oluşturma riski olmayan yeni saf toksinle; kazayağı, kaş arası ve alın gibi mimik bölgelerinde kırışıklıkları yumuşattıklarını söyleyen Dr. Efem, bu işlemle ağız çevresi ve dudak kenarlarında oluşan üzgün ifade çizgilerini de doğal mimikleri bozmadan açabildiklerini anlatıyor. “Üstelik saf toksin uygulaması, ciltte gözle görülür bir dinlenmiş ve canlı bir ifade de sağlıyor” diye de ekliyor. Önemli bir uyarıda bulanan Dr. Efem, saf toksinin etkisinin ilk 3-5 günde başladığını ancak tam oturmasının iki haftayı bulduğunu, bu nedenle nikahtan hemen önce yaptırmanın doğru olmadığını söylüyor. Gelin adaylarının toksin uygulamalarında en büyük kaygılarından birinin, ifadenin kaybolması olduğunu belirten Dr. Efem, “Yeni nesil saf botulinum toksin uygulamasıyla bu kaygı ortadan kalkıyor” diyor.
Düğün öncesi dönemde cilde parlaklık katmak isteyen gelin adayları için en çok, vitamin kokteylleri, amino asit içerikli mezoterapi uygulamaları ya da biyolojik cilt güçlendiricileri öne çıkıyor. Dr. Abdurrahman Efem, “Amaç cildin canlılığını artırmak olunca mezoterapiler en önemli silahımız” diyor ve ekliyor: “Canlı cilt makyajsızken bile sağlıkla parlar ve bu etki herkese iyi hissettirir. Mezoterapi işlemleri genelde kısa sürede etkisini gösterdiği için düğünden birkaç haftadan birkaç gün önceye kadar planlanabilir.”
Son hafta yeni bir işlem denemek büyük risk. Dr. Efem bu konuda oldukça net: “Düğünden bir hafta önce artık ciltte hiçbir enjeksiyon yapılmaz. Sadece varsa son bir profesyonel temizlik ya da rahatlatıcı masaj yapılabilir. Yeni bir ürünü ilk kez kullanmak, lazer gibi agresif işlemleri denemek bu dönemde asla önerilmez.”