ARA
Geldi işte canım bahar. Cemreler bir bir düştü... Önce havaya, sonra suya, sonra toprağa... Ve başladı bahar... İçimizdeki yaşam enerjisi uykudan uyanıp yükselmeye başladı.
Kış bitti. 21 Mart, 'ekinoks' bazı eski Türk kavimleri için yeni bir yıl başlangıcı... Ostara, baharın başlangıcı, bazılarımız için Nevruz bazılarımız için Paskalya... Renkli yumurtalar, kışın koyu ve sıcak tutan giysileri yerine gelen daha hafif giysiler, yiyecekler ve tabii mis gibi çiçek kokuları. Toprak annenin çiçekli elbiselerini giydiği günlere başlıyoruz. Meyve ağaçları da yavaş yavaş çiçek vermeye başlıyor. Ektiğimizi biçme zamanlarına geliyoruz.
Baharı nasıl en güzel, en ferah, en enerjik, en dolu dolu, en neşeli şekilde karşılarız? Bu mevsim geçişi bir sıcak bir soğuk yaparak bedenimizi direnç açısından yorabilir... Polenlerin arıların bal yapması için savrulması da alerjilerimizi tetikleyebilir. Peki biz bunlara uyumlu bir geçişi nasıl yaşarız? Önce evimizden başlayalım...
Evimizi yani mabedimizi Adaçayı – Günlük – Üzerlik karışımını birlikte yakarak ya da Palo Santo – Sandal gibi ağaç kökenli tütsüleri yakarak, bunları Ardıç – Sedir – Çam gibi uçucu yağlarla besleyerek evimizdeki kıştan kalan ağır ve miskin enerjiyi yenileyebiliriz. Sonra kapı ve pencereleri açıp tütsü akabinde havanın temiz hava ile yenilenmesini sağlarız. Özellikle ocaklar temizlenir. Evin ana ateş kaynağını arındırırız.
Bu temizlik işlemi sonrasında buhurdanımızda bol bol çiçek kokuları kullanabiliriz. Baharda yakılan ateşler önemlidir. Bu nedenle de mum ateşi bile olsa buhurdan kullanımındaki ateş de arındırıcıdır.
Ev ve ofislerimizde Itır hem enerji alan temizliği için çok tercih ettiğimiz bir uçucu yağ, hem de harika bir çiçek kokusudur. Bunun dışında ylang ylang ve patchouli birlikte kullanabiliriz. Malum; bahar aynı zamanda aşk da demek.. Yasemin ve Papatya uçucu yağlarını da buhurdan ya da difüzörlerimizde kullanabiliriz.
Bu güzel çiçek kokularını Mandalina, Bergamot gibi narenciyeler Vetiver ve Patchouli gibi alt nota olan kök bitkilerle birleştirerek jojoba gibi bir baz yağda kullanıp bahar parfümlerimizi, vücut bakım yağlarımızı da hazırlayabiliriz.
Kışın ateşli – sıcak kokularına karşı bedenimizde de artık daha hafif ve çiçeksi kokulara yöneliriz. Ruh – beden ve zihnimizi çiçek özlü bu kokular hafifletir. Her ne kadar şehir yaşamında olsak da frekansımızı doğaya uyumlar.
Doğa uyanırken polenlerde çiçeklenme için çalışmaya başlıyor. Alerjilerimiz tetiklenebilir. Hem koronadan korunmaya devam etmek hem de solunum yollarımızı bu dönemde rahatlatmak adına da aşağıdaki uçucu yağları yine buhurdan ve difüzörlerimizde 10 m2'ye 2 damla olacak şekilde kullanabiliriz. Burun kanallarımızı ve solunum yolumuzu rahatlatmak için kullanabileceğimiz uçucu yağlar...
Kökeni Avustralya ve Yeni Zelanda… İlk defa 1770’de Kaptan James Cook tarafından temizleyici etkileri nedeni ile bitki yapraklarının kaynatılarak kullanılması şeklinde Batı’ya açılıyor. Normalde zaten Avusturalya yerlilerinin çok iyi bildiği bir bitki. İçeriğindeki etken maddelerin antibakteriyel oranının gücü oldukça yüksek. Dr. A.R Penfold bitkinin antibakteriyel, antifungal ve antiseptik etkilerini 1925’te açıklamıştır.
Çam uçucu yağını Antik Yunan’dan bu yana stresi azaltmada, enerjiyi arttırmada, antiseptik tüm etkileri ile kullanıyoruz.
Hepimizin en iyi tanıdığı en ferah kokulardan biri. Solunum yollarımızı açması, dikkatimizi odaklaması, keskinliği ile nefesimizi rahatlatması, antiseptik özellikleri saymakla bitmez.. Baharın ferah ve ılık enerjisi hepimizi sarsın. Bırakalım kışın ağır enerjisi eski bir elbise gibi düşsün üzerimizden…
Mutlaka okuyun: Sakinleştirici 5 uçucu yağ
