ARA
Beslenme bilimi ile psikiyatri arasındaki bağlantı, ruh sağlığını koruma ve destekleme konusunda bize yeni ve umut verici yollar sunmaktadır. Sağlıklı ve dengeli beslenme, psikiyatrik tedavilere ek olarak ruh sağlığınızı korumak için önemlidir.
Unutmayın, ruh sağlığınız da fiziksel sağlığınız kadar kıymetlidir. Sağlıklı beslenerek hem bedeninizi, hem de ruhunuzu besleyin!
Beynimizin büyük bir kısmı yağlardan oluşur ve bu yağların önemli bir kısmını omega-3 yağ asitleri oluşturur. Araştırmalar, Omega-3'ün depresyon belirtilerini azaltabileceğini gösteriyor. Özellikle somon, ceviz ve chia tohumu gibi omega-3 zengini besinler tüketmek, ruh sağlığınızı destekleyebilir.
Magnezyum, sinir sistemi fonksiyonlarında önemli bir role sahiptir. Badem, avokado ve muz gibi magnezyum zengini besinlerin anksiyete üzerinde olumlu etkileri olabilir.
Son yıllarda bağırsaklarımızdaki mikroorganizmaların (bağırsak mikrobiyotası) ruh sağlığımıza olan etkisi büyük dikkat çekmeye başladı. Probiyotik ve prebiyotiklerin, depresyon ve anksiyete gibi rahatsızlıklar üzerinde olumlu etkileri olabileceği düşünülüyor.
Oksidatif stres, birçok psikiyatrik rahatsızlığın gelişiminde rol oynar. Çilek, yaban mersini ve kakaonun da içinde bulunduğu antioksidan zengini besinler, oksidatif strese karşı koruma sağlar.
Demir eksikliği, DEHB belirtilerini artırabilir. Kırmızı et, mercimek ve ıspanak; demir bakımından zengindir ve DEHB riskini azaltabilir.
