Modern insanların cep telefonlarına olan bağımlılığı, eşi benzeri görülmemiş bir boyuta ulaştı ve ortaya ‘cep telefonu bunaması’ adı verilen bir terim ve olgu çıktı. Akıllı telefonların güçlü işlevleri nedeniyle insanlar, kendi hafızalarına ve düşüncelerine güvenmek yerine bilgileri cihazlarda depolama alışkanlığı geliştiriyor. Uzun zamandır cep telefonları, beynin harici bir sabit diski haline geldi. Bir kere ondan ayrıldığımızda, birçok temel bilgi belirsiz ve hatırlanması zor hale geliyor ve hatta bağımsız düşünme ve yargılama yeteneğimizi etkiliyor.
İşte ‘mobil demans’ın belirtileri…
Dikkat sürenizin eskisinden daha kısa olup olmadığını durup gözlemlemenin zamanı geldi mi? Kitap okurken, iş yaparken, hatta sadece sessizce düşünürken telefonunuzun titreşimi veya ekranının yanıp sönmesi işinizi veya düşüncelerinizi anında bölüyorsa dikkat! Cep telefonu çok sık kullanılırsa beynin konsantrasyonunu ve hafızasını zayıflatabilir, derin çalışmanızı zorlaştırabilir.
Sosyal medya bizi dünyaya sıkı sıkıya bağlıymışız gibi gösteriyor ama aynı zamanda gerçek sosyal yeteneklerimizi zayıflatabiliyor. Ekran etkileşimine uzun vadede bağımlı kalmak; insanlarla göz teması kuramamanıza, anında yanıt verememenize ve hatta grup içinde kendini rahatsız hissetmenize neden olabilir. Sanal sosyal etkileşim gerçek ilişkilerin yerini aldığında, kişilerarası bağlantıların derinliği giderek azalabilir ve yüz yüze iletişim zorlaşabilir.
Kendinizi sıkılmış, kaygılı veya stresli hissettiğinizde, farkında olmadan telefonunuzu elinize alıp dikkatinizi dağıtmak için ekranı kaydırıyor musunuz? Bu alışkanlık, sorunları gerçek anlamda çözmenize yardımcı olacak fırsatları kaçırmanıza, hatta kaygı ve huzursuzluğunuzun artmasına neden olabilir. Sosyal medyada bitmek bilmeyen bilgi akışı, belki de ‘çok meşgul’ olduğunuzu düşünmenize yol açabilir ama aslında kalbinizdeki gerçek sıkıntılarla etkili bir şekilde baş edemiyorsunuz ve gerçek duygularınız yavaş yavaş kayboluyor.
Mavi ışığın uyku kalitesi üzerindeki etkisi uzun zamandır tartışılıyor ancak cep telefonlarının etkisi bunun çok ötesine geçiyor. Yatmadan önce telefonunuzu kontrol etmek; derin uykuya dalmayı zorlaştırabilir, ertesi gün enerji eksikliğine ve duygusal dengenizin bozulmasına neden olabilir. Ayrıca sosyal medyadaki, görünmez bir şekilde kendimizden şüphe etmemize, kaygımızı artırmamıza ve duygularımızın daha kolay etkilenmesine yol açan ‘karşılaştırma kültürü’nü de unutmamak gerek...
Bu olumsuz etkilerin farkına vardığınızda, bunları iyileştirmek için bazı pratik adımlar atabilirsiniz. Öncelikle ekran süresi sınırları belirleyerek ve telefonunuzun yerleşik dijital sağlık araçlarını kullanarak günlük kullanımınızı düzenleyebilirsiniz. Sonra kendinize telefonsuz anlar yaratın. Yemek yerken, yatmadan önce veya aileniz ve arkadaşlarınızla birlikteyken, telefonunuzu bir kenara bırakın ve anın tadını çıkarın.
Bir sonraki adım konsantrasyonu geliştirmek ve meditasyon yapmak, kitap okumak veya cep telefonu gerektirmeyen hobilerle uğraşmak olabilir.
Son olarak gerçek sosyal etkileşimleri artırın, arkadaşlarınızla yüz yüze görüşmeler ayarlayın ve derin bağları yeniden kurun.
Elbette cep telefonları hayatımızın vazgeçilmez bir aracı ancak onları nasıl kullandığımız; onların bize yardımcı mı, yoksa yük mü olacağını belirliyor. Ekran süresini orta düzeyde azaltmak, konsantrasyonu ve kişilerarası bağlantıları yeniden kazanmak; dijital çağda daha özgür ve mutlu yaşamamızı sağlayabilir.