YAŞAM - ANNE - ÇOCUK

Çocuklarınızın sınırlarını sevgiyle belirlemenin yolları

‘Çocukların sınırlara ihtiyacı var mı? Eğer varsa bu sınırları nasıl ayarlayacağım ve çocuğum limitleri aşarsa ne yapacağım?...’ Bunlar hemen her ebeveynin kendisine sorduğu sorulardır. Çünkü sınırların düzenli olarak belirlenmesi tüm ailelerde çatışmalara neden olur. Ancak sınırsız olmak mümkün değildir. Çünkü belirli sınırlar önemlidir ve çocuğunuzun bunlarla başa çıkmayı öğrenmesi gerekir. İşte hem sizin, hem de çocuğunuzun sınırlarla daha rahat başa çıkmanıza yardımcı olacak pratik ipuçları…

profil
Günseli Erşengün
30.11.2023
Çocuklarınızın sınırlarını sevgiyle belirlemenin yolları

Sınır koymak ebeveynlerin en zor görevlerinden biridir. Hepimiz çocuklarımızı korumak, onları ‘eğitmek’ ve hayata girişlerini kolaylaştırmak ve yaşam boyu onlara yardımcı olmak istiyoruz. Bu da zaman zaman belirli sınırlamalar gerektirir. Çünkü sınırlar son derece anlamlıdır.

  • Sınırlar güvenliği sağlar. Örneğin bir çocuk sokağa doğru koşarsa onu tehlikeden korumalıyız.
  • Sınırlar sağlıklı kalmanıza yardımcı olur. Örneğin çocuk sadece tatlı yerse hastalanır ve dişleri çürür.
  • Sınırlar yönlendirmeyi sağlar. Çocuklar için hayat hâlâ bir orman gibi çok karmaşık ve kafa karıştırıcıdır. Herhangi bir yönelim olmadan korkutucudur ve stres yaratır. Sınırlar bu ormanda bir yol bulmalarına yardımcı olur.
  • Sınırlar etkileşimlerimizi düzenler. Bir çocuğun, diğer insanların sınırlarına saygı duymak gibi belirli etkileşim kurallarını öğrenmesi gerekir.
  • Sınırlar kendinizi savunmanıza yardımcı olur. Çocuğun kendisinin de sınırları vardır. Bunları ayarlamayı, iletişim kurmayı ve gerekirse savunmayı da öğrenebilir. Aynı zamanda çocuğun özgüveninin güçlenmesine de hizmet eder.

 


Helikopter ebeveynler genellikle sınır koymanın çocukları için iyi mi, yoksa kötü mü olduğundan emin olamazlar. Çünkü her kısıtlama başlangıçta hayal kırıklığına veya dirence neden olur. Ancak çocukların sınırlara ihtiyacı vardır.

Karşılaştırma olarak demiryolu bariyerini ele alalım. Bazen orada durup beklemek zorunda kalmak can sıkıcı olabiliyor ama peki ya bir engel olmazsa? O zaman raylardan her geçtiğimizde trenin çarpmasından endişe etmek zorunda kalırdık. Bu daha mı iyi hissettiriyor? Aynı şey, onlara sınırlar koyduğumuzda çocuklarımızın başına da gelir. Elbette bunu saçma buluyorlar, sinirleniyorlar ya da hayal kırıklığına uğruyorlar ama sonuçta bu onlara yardımcı oluyor.

  • Sınırları yalnızca gerçekten gerekli olduklarında belirlemek (karşılaştırmaya sadık kalmak için; bariyeri yalnızca geçici olarak kapatmak ve ara sıra tren geliyor diye bariyeri kalıcı olarak kapatmamak.)
  • Sınırları, çocuğun bunları kabul edeceği ve hatta anlamını anlayacağı şekilde iletmek ve belirli sınırlara rağmen çocuğa deneyim kazanması, gelişmesi ve bazen hatalardan ders alması için yeterli özgürlüğü vermek.

İlk ve en önemli ipucu; mümkün olduğunca az sınır belirleyin. Çocuğunuza ne kadar az sınır koyarsanız, bunları kabul etmesi o kadar kolay olacaktır. Bu nedenle, kesinlikle hangi sınırlara ihtiyacınız olduğunu veya hangi sınırları belirlemek istediğinizi dikkatlice düşünün. Aşağıdaki sorular size yardımcı olacaktır.

  • Bu sınırı tam olarak neden şimdi belirliyorum? Çocuğumun yüksek yararına hizmet ediyor mu? Benim iyiliğime hizmet ediyor mu? Yoksa çocuğumun ihtiyaçlarını dikkate almadan sadece kendi çıkarlarımı mı (örneğin huzur, düzen, temizlik vb.) öne çıkarmak istiyorum?
  • Bu gerçekten BENİM sınırım mı yoksa sadece ben çocukken bunu yapmama izin verilmediği için mi bu sınırı belirliyorum? Çocukken biz de çoğu zaman bilinçsizce, hiç sorgulamadan aktardığımız sınırları deneyimledik çünkü.
  • Sınırı hangi ruh halinde belirliyorum? Belki şu anda çok stresli, yorgun, sinirli miyim? Rahatlamış, dinlenmiş ve dengeli olduğumda (örneğin tatilde) aynı sınırı koyar mıydım? 
  • Bu durumu bir şekilde önleyebilir miyim? Önceden daha fazla güvenlik sağlarsak ve çocuğumuz için bir ‘EVET’ ortamı yaratırsak, birçok sınıra gerek kalmaz. Örneğin priz, dolap kapağı, ocak gibi tehlikeli eşyalar sabitlenebilir. Veya çekmeceler, alt bölmelerde yalnızca çocuğun oynamasına izin verilen eşyaların yer alacağı şekilde düzenlenebilir.

Bu arada sınırlar her zaman esnektir! Bunlar çocuğun yaşına ve gelişimine göre değişir ve bu nedenle zaman zaman kontrol edilmeli ve gerekirse ayarlanmalıdır.


Sınırların korunması ve saygı gösterilmesi şarttır. Bu nedenle lütfen çocuğunuzu bunun için ekstra ödüllendirmekten kaçının. Örneğin, çocuğunuzun uyku sorunu mu var? O halde bir kez olsun geceyi huzur içinde geçirdiği için onu övmeyin. Bunun arkasında tamamen farklı nedenler ve sebepler var. 

Çocuğunuz ‘itaatkar’ ise basit bir ‘Teşekkür ederim’ yeterlidir. Bunun ötesindeki her şey çocuğunuzun şu izlenimi edinmesine yol açacaktır: ‘Tamam, sınırlara uyarsam ödüllendirileceğim.’ Bu hızla bir beklenti yaratır ve en kötü durumda, ödül olmadan hiçbir şey işe yaramaz.


Sınırları belirlerken yaşanan dramanın yaygın bir nedeni, ebeveynlerin çocuğun en sonunda sınırları herhangi bir sorun yaşamadan kabul etmek zorunda kalacağı beklentisidir: Sonuçta bunu ona 20 kere söylediniz...  Ve buna buna izin verilmediği açık... Üstelik çocuğunuz zaten bunu anlayacak kadar büyük/aklı başında... 

Teoride her konuda haklısınız ama pratikte durum farklı. Her sınır, hayal kırıklığı ya da direnç yaratır ve çocukların öncelikle bununla nasıl başa çıkacaklarını öğrenmeleri gerekir.

Bu nedenle, çocuğunuzun yaygara çıkarmasına üzülmek yerine ona şu şekilde yardımcı olun:

  • Duygularına anlayış gösterin (‘Şu anda kızgın/kırgın/hayal kırıklığına uğramış olduğunu anlıyorum.’)
  • Sakin olun ve üzülmeyin.
  • Çocuğunuza öfke, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygularla başa çıkmanın yollarını gösterin (Örneğin, bir yastığa vurmak veya peluş hayvana her şeyin ne kadar aptalca olduğunu söylemek…)

Çocukların genellikle sınırları çok iyi anladıklarını unutmayın; çoğu zaman bunları arkadaşlarına veya küçük kardeşlerine neredeyse kelimesi kelimesine aktarırlar. Bu da çatışmalara veya kardeş anlaşmazlıklarına yol açabilir. Acil durumda duygular; sınırı çelişki olmadan kabul edemeyecek kadar güçlü ve bunaltıcıdır. Özellikle duygusal ve hassas çocuklar bunu yapmakta zorluk çekerler çünkü duyguları genellikle bunaltıcıdır. Sağlıklı iletişim burada size kesinlikle yardımcı olabilir.


Bir diğer önemli nokta da ebeveyn olarak rol model olma görevinizdir. Çocuğunuzun sınırlarınızı kabul etmesini bekliyorsanız, o zaman çocuğunuzunkine de siz saygı gösterin. Çünkü çocuklar da sınırları belirliyor; ‘Hayır’ dedikleri zaman isteklerimize uymuyorlar ya da meydan okuyorlar. Bu özellikle  meydan okuma aşamasında fark edilebilir. Bu genellikle düşünmeden ve duygudan kaynaklanır ama çocuk yine de şunu söylemek ister: ‘Bunu istemiyorum!’ Ve dürüst olalım, ne sıklıkla bunu görmezden geliyoruz ve aynı zamanda çocuğun bunu yapmasını bekliyoruz? Onların sınırlarına itaatkar bir şekilde uyuyor muyuz? 

Bu, çocuğunuzun her zaman istediğini yapacağı anlamına gelmez. Ancak mümkün olduğunca sık olarak onun ihtiyaçlarını görmeye ve bunlara saygı göstermeye çalışın


  • Bir sınır koymak istediğinizi veya buna ihtiyaç duyduğunuzu anladığınızda, bunu net ve inançlı bir şekilde iletin. Çocuklar emin olmadığımızı hemen hissederler ve gerçekten ciddi olup olmadığımızı test ederler.
  • Mümkünse sınırları her zaman olumlu bir şekilde formüle edin ve ‘cümle dışı’ ifadelerden kaçının. Bu nedenle, ‘Yemeğinle oynama!’ demek yerine şunu söyleyin: ‘Lütfen yemek için bir kaşık kullan.’ Ne istediğimizi formüle etmek yerine ne istediğimizi söylersek beynimizde büyük bir fark olur. 
  • Sınırınızı açıklayın veya gerekçelendirin; ancak mümkün olduğunca basit ve çocuk dostu bir şekilde. Uzun süren tartışmalar çocuğunuzun kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramaz. Sınır netleştiğinde kısa bir mesaj yeterlidir (Örneğin ‘Lütfen kaşığı al!’) ​O zaman her seferinde nedenini tekrar ve tekrar açıklamanıza gerek kalmaz.
  • Çocuğunuza söyleyecek bir şeyiniz olduğunda onunla göz teması kurun. Ayrıca göz hizasında olacak şekilde çömelebilirsiniz. Çocuğunuzla başka bir şey yaparken konuşursanız bu pek inandırıcı gelmeyebilir. Ayrıca çocuğunuzun meşgul olmadığından ve dikkatinin başka yerde olmadığından emin olun.
  • Gerçekten talimat vermek istiyorsanız soru sormayın. Çocuğunuzun, ‘Lütfen biraz daha sessiz ol’ ifadesine kıyasla ‘Şimdi sessiz olabilir misin?’ sorusuna ‘Hayır!’ yanıtını verme olasılığı çok daha yüksektir.
  • Çocuğun zaten cevaplayamayacağı ‘Neden’ sorularını sormaktan kaçının. (Örneğin, ‘Bugün neden bu kadar yorgunsun?’) Bu yalnızca çocuğunuzun kafasını karıştırır veya onun saldırıya uğramış hissetmesine ve hatta direnme olasılığının artmasına neden olur. Ne istediğiniz konusunda net olun.
  • Bir limit belirlediyseniz veya bir talepte bulunduysanız, mümkünse bu limitin yerine getirilmesini bekleyin veya çocuğunuzun limit uymasına yardımcı olun. Çocuğunuza rehberlik edin ve yol gösterin; çocuğunuza sınırlara nasıl uyması gerektiğini kesin ama nazik bir şekilde anlatın. Yetişkinler olarak çoğu zaman dikkatimizi doğrudan başka şeylere çeviririz ve çocuğa isteklerimize uymanın o kadar da önemli olmadığı hissini veririz.
  • Eğer çocuğunuz ondan istediğinizi yaptıysa ona teşekkür edin. Ancak basit, samimi bir ‘Teşekkür ederim’ yeterlidir. Lütfen aşırı övgüde bulunmayın; sonuçta çocuğunuzun, belirlenen sınırlara uymanın doğal bir olay olduğunu öğrenmesi gerekir.
  • Mümkünse çocuğunuza sınırlar dahilinde biraz hareket alanı tanıyın. Örneğin, hangi şapkayı giymek istediğini seçebilir; ama şapkasız dışarıya çıkamaz.
  • Tekrarlanan durumlar için, tüm aile üyeleri için geçerli olacak temel anlaşmalar yapın (Örneğin yemek masasında cep telefonu/oyuncak/gazete vb. bulundurulmaması) Bu tür ‘temel kuralları’ kabul etmek çok daha kolaydır.
  • Çocuğunuz için ‘temel kurallara’ ek olarak mümkün olduğu kadar bireysel sınırlar da koymalısınız. Her çocuk hem gelişimi, hem de karakteri bakımından farklıdır. Bu nedenle çocuğunuzun ihtiyaçlarını bilmek ve dikkate almak çok önemlidir. (Dikkat; kardeşler söz konusu olduğunda adaletsizlik izlenimi hızla ortaya çıkar. Bu nedenle kardeşler arasında kavgalar kaçınılmazdır. Ne kadar iyi açıklasanız ve gerekçelendirseniz de bu her zaman önlenemez.)
  • Bir kurala/sınıra ilişkin istisnalar yalnızca nadiren meydana gelmeli ve özel bir durum olarak açıkça iletilmelidir. Aksi takdirde çocuğunuz huzursuz olacak ve hangi sınırların ne zaman geçerli olduğunu, ne zaman aşılmasına izin verilebileceğini bilemeyecektir.

Sınırları belirleme konusunda en önemli şey sabırdır. Çocuğunuza karşı sabırlı olun. Bazı sınırların itirazsız kabul edilebilmesi için 10, 20 veya 100 kez iletişim kurmanız gerekebilir.

Çocuklar öncelikle kendi ihtiyaçlarını bir kenara bırakmayı veya ertelemeyi ve diğer insanların sınırlarına saygı duymayı öğrenmelidir. Bazı yetişkinler bile bazen bu konuda zorluk yaşıyor. Aslında 7-8 yaş altı küçük çocuklar, çocuksu olgunluktan dolayı bunu kendi başlarına yapamazlar. Diğer sınırlar bir süre sorun olmaktan çıkar ve çocuğunuz geliştikçe birdenbire yeniden tartışmalara neden olur. Bu tamamen normaldir. Bu konuda ne kadar rahat olursanız, katılan herkes için o kadar kolay olur.

Ama aynı zamanda kendinize karşı da sabırlı olun! Kişinin kendi yetiştirilme tarzına ve sosyal beklentilerine ilişkin eski kalıplar bir gecede terk edilemez. Ayrıca hiç kimse her zaman sevgi dolu ve sabırlı değildir; özellikle de çocuklarınız olduğunda. Burada bahsedilen ipuçlarını bir gecede uygulayamayacaksınız. Önemli olan buna sadık kalmanızdır. Sınırları belirleme ve bunlara uyma konusunda işler yolunda gitmezse kendinize ve çocuklarınıza karşı hoşgörülü olun.


Önceki ve Sonraki
Haberler