YAŞAM - ANNE - ÇOCUK

Annelik serüvenim

Herkese merhaba! Uzun zamandır yazılarıma ara vermiştim. Annelik telaşı ve bildiğiniz gibi Nil'in hayatımıza gelmesiyle açıkçası yazı yazmaya pek fırsat bulamadım. Şimdi yavaş yavaş yeni yazılarla tekrar haftalık yazılarıma geri dönüyorum. Bu haftaki yazımda beslenme, lohusalık ve annelik üzerine yaşadıklarımı kaleme alacağım.

Annelik serüvenim

-Süt ve Beslenme 

Önce beslenmeyle başlayayım. Nil doğduğundan beri anne sütü alıyor. Nil, bu Cumartesi 3 aylık olacak ve aynı düzende devam etmeyi planlıyoruz.

Ben bu süreçte iki kere mastit (süt ateşi) geçirdim. Bunu okuyan ve mastit geçirmiş anneler varsa onlar yaşadığımı çok iyi anlayacaklardır. Mastit, sütün tam anlamıyla boşalmayıp içeride kalması sonucu oluşan iltihabın yüksek ateş yapması demek. Ben her iki seferde de 39 derece ateş ile hastaneye yatmak zorunda kaldım. Ve o halimle bir kolumda serum bir kolumda Nil emzirmeye devam ettim. Gerçekten çok acılı ve çok zor bir süreçti.

Mastit sonrası doktorlarında önerisiyle hem emziriyor hem de sütümü pompa ile sağarak veriyorum. Sütü sağarak biberon ile vermek bana gün içerisinde işlerimi halledebilmek adına da zaman kazandırıyor. Evdeki pompam Ameda, dışarıda kullandığım ve hep yanıma aldığım pompa ise Medela'nın Pump in Style modeli. Nerede olursam olayım mutlaka bir fırsat yaratıp eğer saati geldiyse sütümü sağmaya özen gösteriyorum. Restorantta, arabada, kafede rica ediyor ve bir oda bulup sütümü mutlaka saatini geçirmeden sağıyorum.

Süt konusu çok hassas bir konu. Karşınızda hep sütle ilgili hikayeler anlatan insanlar var.  Anne sütü vermiyorsanız sanki sizi ayıplıyorlar. Anne sütü verdiğinizi duyunca da helal olsun diyorlar. Bu görüşe her anlamda karşıyım. Birçok sebepten anne sütü veremeyen anneler var. Anne sütü veren de veremeyen de aynı derecede annedir benim için. Ve kimseyi bundan dolayı ayıplamamalı ve yargılamamalıyız. 

Nil büyüdükçe beslenme aralıkları da uzuyor. İlk aylarda 3 saatte bir düzenli besleniyordu. Şimdi ise bu aralıkları 4 saate çıkarmaya başladı. Artık gündüzleri daha kısa uykular uyuyor ve daha fazla uyanık kalıyor.  Bu da onun gelişimi için bana zaman kazandırıyor. Uyanık olduğu aralıklarda elleriyle oyuncak tutma, farklı dokular hissetme, yüz üstü egzersizler gibi farklı aktiviteler yaptırmaya çalışıyorum. Hava çok soğuk olmadığı sürece her gün düzenli temiz hava aldırmaya gayret ediyorum. Bu aynı zamanda kendi doktorunun da önerisi. Hem ABD’de ki hem buradaki doktoru mutlaka her gün temiz hava almasını önerdi. Nil için kullandığım ve memnun kaldığım sizin de merak ettiğiniz farklı birçok ürün var. Bunları ayrı bir yazıda anlatacağım. 

 -Annelik ve Lohusalık

Anneliğe gelince,  annelik meğer dünyanın en güzel duygularından biriymiş. Hamile olduğum dönemde bu sorumluluktan ciddi anlamda korkuyordum. Ama zaman geçtikçe, Nil büyüdükçe hayatımın o olmadan önce eksik kaldığını anlıyorum. Hani o meşhur 40 gün var ya, gerçekten o 40 gün geçtikten sonra sanki her şey bir anda düzene girdi. Öncesinde lohusalığın da verdiği duygusallıkla hem gülüyor, hem ağlıyor hem de her şeye çok çabuk sinirleniyordum. Şimdi çocuğumu çok iyi tanıyor ve ne zaman neye tepki verdiğini çok iyi okumaya çalışıyorum. Onunla zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Her gün büyümek adına farklı farklı şeylerine şahit oluyorum. Bu süreçte psikoloğumun önerdiği ve okuduğum bana her anlamda yardımcı olan bir kitap var. Mayo Clinic yazarlarının yazdığı 'Bebeğinizin İlk Yılı Rehberi' kitabı. Anne olan doktorların yazdığı bu kitabı şiddetle tavsiye ederim. 

Bu yolculukta daha öğrenecek çok şeyim var bunu da farkındayım. Allah hepimizin evlatlarını korusun. Haftaya yeni yazımda görüşmek üzere...

Önceki ve Sonraki
Haberler
istanbul psikolog psikolog