İYİ HİSSET - SAĞLIK

4 soruda erken lohusalık dönemi

Doğum anne için hem fiziksel, hem de hormonal olarak büyük bir değişimdir. Bir anda koskocaman göbeğinin boşalmasına, hormonlar nedeniyle duygu durum değişiklikleri de eşlik eder. Yazarımız Op. Dr. Furkan Kayabaşoğlu, lohusalık dönemine dair bilmeniz gerekenleri yazdı.

profil
Op. Dr. Furkan Kayabaşoğlu
10.11.2016
4 soruda erken lohusalık dönemi

1. Lohusalık nedir?

Annenin fiziksel olarak eskisine dönmesi zaman alacaktır. Lohusalık, genital organların hamilelik öncesine döndüğü, altı haftalık döneme verilen addır. Ancak kadındaki fiziksel ve ruhsal değişiklikler sıklıkla daha uzun sürmektedir.

Hamilelik öncesi yaklaşık yumruk büyüklüğünde olan rahim, hamileliğin sonunda koskoca bir karpuz büyüklüğüne ulaşır. Doğumdan sonra kasılarak küçülmeye başlayan rahim, altı haftada hamilelik öncesine yakın boyutlara ulaşır. Benzer şekilde vajinal doğumda esneyen rahim ağzı ve vajina da haftalar içinde normale döner. Rahimin küçülmesi sırasında, halk arasında “lohusalık akıntısı” (löşi) adı verilen, ilk haftalarda kırmızı iken, giderek sarıya dönen bir akıntı olur. Lohusalık genital enfeksiyonlar açısından riskli bir durumdur ve cinsel ilişki bu riski daha da arttırır.

Doğumdan hemen sonra anneleri tedirgin eden, kontrol edilemeyen bir titreme oluşabilir. Titreme vajinal doğumda sezaryene oranla daha şiddetli olmaktadır. Doğumdan hemen sonraki ilk saatlerde gözlenen vücuttaki yaygın titremenin, anne üşümese de önüne geçilemez. Anne ve yakınlarını korkutabilen bu şiddetli titreme zamanla kendiliğinden geçecektir.

2. Doğumdan sonra kaç gün hastanede kalınmalı?

Günümüz koşullarında vajinal doğumdan sonrası bir gün, sezaryen sonrası ise iki gün hastanede kalmak yeterlidir. Hastanede kaldığı süre özellikle annenin bebeğine adapte olması için iyi bir fırsattır. Bu dönemde çocuk hemşirelerinden destek alarak bebeğin bakımı konusunda tecrübe kazanılması, eve gittiğinde annenin kendine olan güvenini arttıracaktır. Taburcu olduktan sonra evine giden lohusanın mümkün olduğunca dinlenmesi gerekir. Ancak doğum sonrası devamlı yatak istirahati damar dolaşım bozukluklarına neden olabilir.

3. Vücut ne zaman eski haline döner?

Doğum sonrası anneler sıklıkla karınlarının şişkin kalmasından şikayet ederler. Her anne bebeğin doğumunun ardından karnının hemen eski haline dönmesini ister. Ama bu mümkün değildir… Hamilelikte haftalar içinde karın cildi ve kasları gevşemektedir. Doğumla birlikte eskiye dönmeleri zaman alır, bu arada da iç organların ağırlığı ile karın dışarıya çıkar. Korse giymek karnın daha formda görülmesini sağlar ve zararı yoktur. Ancak halk arasında inanıldığı gibi korse kullanmak karnın daha hızlı toparlamasını sağlamaz. Sezaryen doğumda bağırsak hareketleri durduğu için karın şişliği daha fazla olur. Bu geçici durum bağırsakların doğumdan sonra yavaşlaması ve kabızlığın oluşması ile uzayabilir, bu nedenle bol sıvı alınması ve lifli gıdaların tüketilmesi gerekir.

Hamilelikte vücut sıvı toplamaktadır. Doğum ile birlikte anne, vücutta toplanan fazla sıvıyı idrar ile atmaya başlar. Bu nedenle erken lohusalık döneminde idrar miktarı artış gösterir. Lohusa normal olarak sık sık idrara çıkmak zorunda kalmakla beraber idrarda yanma, idrarı başlatırken ağrı gibi şikayetler söz konusu ise idrar yolu enfeksiyonu açısından değerlendirilmesi gerekir.

4. Kişisel hijyen nasıl sağlanır?

Vajinal doğumdan sonra aynı gün, sezaryen sonrası ise ikinci günden itibaren lohusa duş alabilmektedir. İlk duş sırasında sıcak suyun da etkisi ile tansiyon düşerek baş dönmesi oluşabileceği için, banyonun kapısının kitlenmemesi, hatta banyoda bir refakatçinin bulunması doğru olacaktır. Duş sırasında dikiş yerlerinin ovalanmasından ve sabunlanmasından kaçınmak gerekir. Her dışkılama sonrası epizyotomi (doğum kesisi) bölgesi ılık temiz su ile yıkanmalı, tuvalet temizliğinin önden arkaya yapılması ile yara yeri enfeksiyonundan korunmalıdır. Sezaryen dikiş yeri hastaneden taburcu olduktan sonra, özel bir durum söz konusu değilse, pansuman gerektirmez.

 

Önceki ve Sonraki
Haberler