GÜZELLİK - PARFÜM

Poison Girl Camille Rowe'u yakından tanıyın

Dior'un yeni parfümü Poison Girl'ün reklam kampanyasında dikkatleri üzerine çeken ünlü model Camille Rowe'u daha yakından tanımak için buseterim.com.tr'ye verdiği özel röportajı okumaya ne dersiniz?

Poison Girl Camille Rowe'u yakından tanıyın
Poison Girl Camille Rowe'u yakından tanıyın
Korkusuz ve modern kadınları hedefleyen Dior Poison Girl parfümünün cesur ve seksi kampanya kızı Camille Rowe buseterim.com.tr'nin sorularını yanıtladı. Doğal, gizemli, maceraperest ruhuyla öne çıkan 26 yaşındaki model-oyuncu, "Ben bir kadın değilim, zehirim" sloganını benimseyen parfümün adeta bir yansıması

Sizce reklam kampanyaları da bir miktar oyunculuk gerektiriyor mu?

Yedi yaşında modelliğe başladığımdan beri, bana her zaman bir "aktrist" olduğum ve ifade gücümün son derece güçlü olduğu söylendi. Sette her zaman bir karakteri canlandırmaya çalışıyorum – işin beni cezbeden yönü de bu. Çekimler bu atmosferde olmasa bile, kendimi kameranın önünde bir rol canlandırmaya zorluyorum.

Sosyal medyada binlerce takipçiniz var, topmodel olmasaydınız sosyal medyada bu kadar aktif olur muydunuz?

Instagram hesabım çok daha kişisel. Bu sebeple hesabımda gerçek ismim yerine "Fingermonkey" takma adını kullanıyorum. Daha çok takipçi kazanmak için Victoria's Secret önerdiğinde dahi gerçek ismimi kullanmak istemedim. İşle ilgili, gerçekten ilgimi çekmeyen hiçbir şeyi paylaşmam. Tüm içerik son derece kişisel. Mükemmel fotoğraf peşinde koşanlardan değilim. Beni diğer modellerin takipçilerinin izlediğini sanmıyorum.

Instagram hesabım gerçekten kim olduğumu yansıtıyor ve aynı zamanda profesyonel anlamda kendi kişiliğimi takdir eden modaevlerinin dikkatini çekmeme yardımcı oluyor.

Instagram hesabınız için neden "Fingermonkey" ismini kullanıyorsunuz?

Birlikte çalıştığım bir fotoğrafçı olan Matt Jones, son derece şamatacı olduğumdan bana "Maymun" der! Bir gün, onunla birlikte çekimdeyken bu yeni uygulamayı keşfettim. Instagram’ın ilk günleriydi. Hemen “maymun” takma adıyla bir hesap açmak istedim ancak hesap çoktan alınmıştı, ben de "Fingermonkey" ismini kullandım.Yani bu garip isim bir şaka ile doğdu ancak bugün birçok insan beni yalnızca "Fingermonkey" hesabımla biliyor.

Peki en sevdiğin müzik türü?

Zor bir soru! O kadar çok var ki. Şu anda sürekli Lee Hazelwood ve Nancy Sinatra'nın albümlerini dinliyorum.

The Stones mu yoksa Beatles mı?

Bu sorudan nefret ediyorum! Ancak bir yanıtım var. Aslında, Stones'un bütün albümlerini severim ancak tüm Beatles albümlerini sevdiğimi söyleyemem.

Sevdiğiniz yönetmen?

Karakterleriyle alay etmesinden dolayı Jim Jarmusch’u seviyorum. Tarzı komedi olmasa da karakterleri çok eğlenceli. "Down By Law"ı kaç kez izlediğimi bir bilseniz!

Unutamadığınız bir yolculuk?

Kesinlikle İzlanda. Bir gün aniden oraya gitmeye karar verdim. Daha sonra birkaç kez daha gittim. İzlanda’ya ve İzlandalılara hayranım. İnanılmaz özgünler. Hala sihirli kültürlerini koruyorlar. Sizinle troller hakkında rahatça konuşabiliyorlar. Hayal güçlerini ve açık fikirli olmalarını seviyorum.


Önceki ve Sonraki
Haberler
istanbul psikolog psikolog