GÜZELLİK - MAKYAJ

Christian Louboutin lansmanı

Altın küpeler, parlak kumaşlar ve kandiller sizi Christian Louboutin masalının içine çağırıyor.

Christian Louboutin lansmanı
Christian Louboutin lansmanı
Christian Louboutin, görünümünü değiştirebilen bir kadının kaderini de değiştirebilecek kudrette olduğuna inanmış ve ortaya Nefertiti’den ilham alan bir koleksiyon çıkmış.

Geçtiğimiz hafta kırmızı topukların yaratıcısı Christian Louboutin’in son gözdesi olan ruj koleksiyonunun lansmanı için Les Ottomans oteldeydik. Lansman alışılmışın dışında bir konsepte sahipti ve her bir ayrıntı özenle hazırlanmıştı. Adeta Louboutin’in dünyasında kayboluyordunuz.Christian Louboutin  lansmanı “Ali Baba’nın mağarası” formatında düzenlendi. Adeta mücevherler ve gizli parçalarla dolu bir mağarayı keşfe çıkıyorsunuz. Altın küpeler, parlak kumaşlar, kandiller ile ortam her anlamda sizi bu masalın içine çekiyor. Antika bir masanın üzerinde sanki bir mücevher ustasının aletleri, taşları, eskiz çalışmaları ve kalıpları yer alıyor. Lansmanda burası Christian Louboutin’in temsili tasarım masası olarak dizayn edilmiş. Eldivenleri, önlüğü ve çizimleri burada. Kendisi ekibinden çok işin içinde olup, her bir tasarımını kendi elleriyle çizen ve son aşamasına kadar işin  içinde olan bir tasarımcı. Masasının üzerinde yer alan eskizler örneğin tamamen kendisinin el çizimleri. Duvarda ise Louboutin’in kendi silüetini görüyoruz.

Louboutin ruj tasarımını yaparkan, Babil mimarisini Art Deco akımıyla buluşturmuş ve ortaya böylece doğu ve batıyı buluşturan bir ürün çıkmış. Rujlar, eski zamanlarda boyunda taşınan minik iksir şişelerini andırıyor ve tıpkı onlar gibi ipek bir kurdele ile boyna takılabiliyor. Yani gerçekten de sadece bir ruj değil, aynı zamanda bir mücevher aslında bu rujlar.  4 adet Nefertiti büstü üzerinde bu mücevher rujları görebiliyoruz. Christian Louboutin, Nefertiti’nin klasik olmayan güzelliğine rağmen gözlerini ve dudaklarını makyajla vurgulamasından etkilenmiş ve görünümünü değiştirebilen bir kadının kaderini de değiştirebilecek kudrette olduğuna inanmış. Bu düşünce, koleksiyonun bir diğer ilham kaynağı olmuş.

Sırada  ruj koleksiyonunun görkemli standı var. Adeta bir makyaj odasını çağrıştırıyor bu oda. Koleksiyonda 3 bitiriş var: Silky Satin, Sheer Voile ve Velvet Matte. Silky Satin canlı renklerle öne çıkarken Sheer Voile ışıltılı bir dokuya sahip, Velvet Matte ise ismi gibi kadife bir matlık sağlıyor. Silky Satin ailesinde toplam 20 renk, Velvet Matte ve  Sheer Voile ailesinde ise toplam 9 renk bulunuyor. 3 ailede de renklerden biri tasarımcının efsane Rouge Louboutin’i. Ayrıca bir diğer sürpriz ise lip definer’lar. Tasarımcının malum nude tutkusu buraya da sıçramış ve dudak çizgilerini belirginleştiren, ama rujunuzla değil ten renginizle bütünleşme iddiasına sahip bu dudak kalemleri 5 farklı ten renginde geliyor. Özal tasarımı sayesinde her kullanımdan önce ucunu kendi açıyor, böylece kalemtıraş derdiniz de kalmıyor. Hepimizin vazgeçilmezi olacak belli ki!

Lansman Louboutin’in sırf rujları değil, o ikonik ayakkabıların ve herkesin gözdesi ojelerinin de yer aldığı dolu dolu bir etkinlikti. Her yer buram buram tasarım, sanat  kokuyordu ve büyüleyici bir atmosfer vardı. Ayrıca beni takip edenler bu rujları Türkiye’de ilk deneme şansına sahip olan birkaç kişiden biri olduğumu hatırlar. Hem kalıcılığından hem yumuşaklığından memnun kaldığım o ruju ve ruj serilerini merak edenler için: Koleksiyon Ekim ayında Türkiye’de de satışa sunulacak ve Türkiye’de yalnızca Beymen Zorlu Center’da bulunabilecekmiş.


Önceki ve Sonraki
Haberler
istanbul psikolog psikolog