İYİ HİSSET - SAĞLIK

Erken dönem hamileliklerde düşük riskine dikkat

Hamileliğin ilk aylarında gerçekleşen düşüklerde, sonraki hamileliğin sağlığı için düşüğün sebebini bulmak önemlidir.

profil
Op. Dr. Furkan Kayabaşoğlu
2.02.2016
Erken dönem hamileliklerde düşük riskine dikkat

20. hamilelik haftasından ya da bebek 500 gram ağırlığa ulaşmadan önce hamileliğin herhangi bir nedenle sonlanması düşük (tıbbi literatürde “abortus”) olarak adlandırılmaktadır. Oluşan düşüklerin büyük çoğunluğu ise erken dönem hamileliklerde meydana gelmektedir. Hamilelik haftası ilerledikçe düşük olma riski de azalmaktadır.

Düşük nedenleri farklı olabiir

Erken haftalarda oluşan düşüklerin yüzde 80–85 oranında altında yatan neden kromozomal anomalilerdir. Düşüğe neden olan bu kromozomal anomaliler yumurta ile spermin birleşme aşamasında oluşmaktadır, çoğunlukla anne ve babanın kromozomal yapısında bir anomali saptanmamaktadır. Anomalili sperm veya yumurtadan oluşan ya da birleşme sırasında anomali gerçekleşen embriyoların büyük çoğunluğu düşük ile sonuçlanmaktadır. Kromozom anomalilerine bağlı gelişen düşükler ailevi geçiş göstermezler ve tamamen şanssızlık eseri, rastlantısal olarak ortaya çıkarlar.

Diğer düşük nedenleri arasında hamileliğin erken dönemlerinde kullanılan ilaçlar, alkol, sigara, uyuşturucu, radyasyon gibi çevresel faktörler, rahimdeki doğumsal anomaliler, hamileliğin büyümesini engelleyebilen myomlar ve rahim içi yapışıklıklar (asherman sendromu), geç düşüklere neden olan servikal yetmezlik, enfeksiyonlar sayılabilir. Ayrıca  annede var olan kronik sistemik hastalıklar (böbrek hastalığı, şiddetli hipertansiyon, sistemik lupus) ve hormonal bozukluklar (polikistik over sendromu, troid bozuklukları, progesteron ve HCG eksikliği) düşüklerin ardında yatan neden olabilir.

Düşük belirtileri nelerdir?

Vajinal kanama ve kasık ağrısı düşük için ilk belirtilerdir. Kanama ile birlikte çeşitli doku parçaları da gelebilir. Hamilelik esnasında vajinal kanaması ve kasık ağrısı olan anne adayları vakit kaybetmeden doktorlarına başvurmalı ve hamileliğin gidişatı kontrol edilmelidir.

Düşük tanısı, fiziki muayene, klinik belirtiler ve laboratuar sonuçlarına göre konulur. Çok erken hamileliklerde kanda β-hCG düzeyine bakılarak hamileliğin devam edip etmediği belirlenmelidir. Eğer hamilelik ultrasonda görülebiliyorsa β-hCG testine gerek kalmadan, ultrason değerlendirmesi ile bebeğin varlığı araştırılır, kalp atışlarına bakılır. Kalp atışı izlenemeyen, gebelik kesesi düzensizleşmiş hamileliklerde düşük teşhisi ultrasonla da konulabilir.

Düşük sonrası riskler nelerdir?

Düşük geçirme kadınlar üzerinde fiziksel ve psikolojik birçok olumsuz etkiye neden olabilmektedir. Hamilelik, doğal olarak sağlıklı bir çocuk beklentisini doğurmaktadır. Düşük ile sonuçlanan hamileliklerde anne adayı hem mevcut hamileliğin kaybedilmesi, hem de gelecekteki hamileliklerin sağlıklı devamlılığı konularında kaygı yaşayacaktır.

Düşük yaşanması durumda bir sonraki hamileliğin düşükle sonlanma riski son derece azdır. Ancak üst üste iki ya da daha fazla düşük yaşanması durumunda gelecekteki hamileliklerin düşük ile sonlanma riski yükselecektir. Bu nedenle tekrarlayan düşüklerin altta yatan nedenlerinin ortaya konulması önemlidir.

Düşükler sonrasında tablonun erken tanınması ve olabildiğince erken dönemde hamileliğin kürtaj ile sonlandırılması önemlidir. Fetus ve plasentaya ait dokuların rahim içinde kalması hem kanama, hem de enfeksiyon açısından riski arttıracaktır. Kanama uzun sürdüğünde kansızlığa neden olabilmektedir. Enfeksiyon ise rahim içinde ve tüplerde yapışıklıklara yol açarak gelecekteki hamilelikleri de engelleyebilen tablolara yol açabilir.

Bu nedenle düşük durumunda hamileliğin olabildiğince erken şekilde sonlandırılması önemlidir. Kürtaj mutlaka steril ameliyathane şartlarında ve uzman hekimlerce yapılmalıdır. Muayenehane ve poliklinik şartlarında, sterilitesi yetersiz koşullarda uygulanan kürtajlarda enfeksiyon riski yüksek olacaktır.

Bunlar da söz konusu olabilir:

Boş Hamilelik: Gebelik kesenin oluşmasının ardındanf etusun (bebeğin) oluşmaması durumuna verilen addır. Ultrasonda hamilelik kesesinin görülmesinin ardından on gün içinde fetusun oluşmaması ile tanısı konulabilir. Takibi ihmal edilen vakalarda kanama ve kasık ağrısı belirtileri ortaya çıkabilmektedir.

Biyokimyasal Hamilelik: Fetus rahime ulaşıp rahim içi zarına (endometrium) gömüldüğünde hamilelik hormonları (β-hCG) salınmaya başlar, dolayısıyla erken hamilelik dönemlerinde fetus ve kesehenüz ultrasonda görülmeden önce kanda hamilelik testi (β-hCG) pozitif saptanabilir. β-hCG kan değeri 1000 IU/mLdeğerini aştığında gebelik kesesi ultrasonda izlenebilmelidir. Eğer hamilelik kanda saplanır, ancak ultrasonda görülmeden gelişimi durursa bu durum ”Bio kimyasal hamilelik” olarak adlandırılır.

 

Önceki ve Sonraki
Haberler
istanbul psikolog psikolog